BİR ŞAİR/Müsade Özdemir/ ve "MÜSADENİZLE"
----------------
Ali Rıza Navruz
“Ah ah!.. Avuçlarımın arasından kayıp giden ve toprak kokulu anılarımdan çıkmayan çocukluğum… Elveda hepinize! Elveda çocukluğum.” Anılarından çıkmayan çocukluğuna –istemeye istemeye de olsa- vedâ eden Müsade, müsaadenizle dostlar diyerek vuruyor kendini “gece yokuşları”na bu noktada… Titrek dilinin sessiz çığlıklarıdır artık yüreklerimizde yankısını bulacak olan. Hüznün kendisine dokunamaz ama “siluetini gecenin yırtmacında” olarak tahayyül eder hep. Kanayan bir yürek için iyi ki de geceler daima vardır. Yorgun umutlarla gecelere sığınması sanırım boşuna değil şairimizin. Yetim çığlıklarının korkulara dönüşmesini nasıl ifade ediyor Müsade, bir bakar mısınız:
"Yüzümde renk sustu,
Dudaklarımda ses,
Dilimde kıyametin gizli harfleri…”
“Gitmelere çeyrek var”lardan yola çıkan şair, önce; “gri ve siyah düşler”ine, ardından isteyip de dokunamadıklarına, bir kaç adım ötesindeki “son mevsim”lere ve “çalıntı sevgiler”e elvedâ derken onlara kim olduklarını şöyle anımsatır dizeleriyle: “Sen o yaralı benliğimden ibaretsin artık..!”
"Kendi derdi gönlümün, billah gelmez yâdıma” demese de şair gibi, toplumun her katmanının dertleri, sıkıntıları, kederleri onun da ruhunda derin izler bırakır hep… Ve şiirlerine birer çiğ taneleri gibi düşer durur!..
“Yine zalim düşman Allah’ı semada unuttu,
Korkmadı, acımadı, mazlumları yuttu…”
“Ne olur çocuklar ölmesin.
Ne olur ışıklar hiç sönmesin…”
Bir deli rüzgâr eğer bütün geçitleri tutmuşsa, şair anlar ki; hiçbir şey için ömür yeterli değildir. “yaralı kanarya” kanatlarında yüreğinin soğukluğuna yanar o… Bu an ki Müsade’nin sanki dünyadan kopuş anıdır:
“Dağıtarak ruhunu geceye,
Kaybolup gitti inleyen sesi…”
O inleyen sesin lügatteki karşılığı mı? Buyurun:
“Geçsem ömrümün karşısına,
Kendi ellerimden tutup
Kızgın alevler meydan okurcasına,
Çaresiz yanlarımı dağlasam…”
Bir insanı şair yapan onun aşkı mıdır, ya da şair hep âşık biri midir? Bunu bilemem ama sanırım şairimizi şair yapan, sevdiğine “can parçası” dedirten o büyük aşkı olmuştur… Ne yazık ki can parçasının gönül kapıları arızalı gibi:
“Gözlerime bakmadan geçiyorsun,
Yüreğimin kaldırımları çatırdıyor…”
Ve onun azalan varlığına rağmen onu yaşayarak çoğalma olayı:
“Gel sevdanla
Ben seninle varım,
Gel… En uzun uyanışlara
Ben seni yaşayarak çoğalırım…”
Analar adına, insanlıklar adına, bir bûseye borç adına, içinde boğulduğu med-cezirler adına yazmış bulunduğu şiirlerini “nafakası ödenmemiş gecede” hep acıyla ovmanın derdindedir şairimiz Müsade… Oysa kendisi de bilirdi ki;
“O varlığın ki; içimde yerin kadar büyük
Bir sen varsın
Ve anla ki içimde…
Seni sevmek için çok sebeplerim var…”
“Memnu baht”a, bir yılmaz yürekle gidişin adıdır belki de şairlik… Böyle olmasa bir kâkül, alındaki korkulara düşmezdi sanırım. Her halde bu noktada şair kendini tanır ve okuyucularına da yeterince tanıtır. Nasıl mı?
“Offfffff çıldıracağım galiba,
Aklım yok!
Deliyim deliiiiiii…”
MÜSADENİZLE isimli kitap 158 sahifeden oluşmuş. Kitabına “Elveda Çocukluğum” isimli bir deneme yazısıyla giren Müsade ÖZDEMİR, kitaba 125 adet şiirini sığdırmış… Kitabımız, şairimiz hakkında yazılan yorumlarla son bulur. Bir ressam titizliği ile hazırlanan kitap, CİNİUS YAYINLARI şiir dizisi olarak Kasım 2006 tarihli… “Siyah beyaz, film gibi biraz” kapağı bence sadeliğin bir önsözü olmuş. Kitabı oluşturan şiirlerin hemen hepsinin altında yazılış tarihi var. Şiirlerin bir kaçının dışında hepsinin de 2006 tarihinde yazılmış olması beni biraz şaşırttı doğrusu. Ben bayan şairleri –çeşitli nedenlerden dolayı- biraz zor yazar sanıyordum… Üslûbunun oturmuş olduğu görülüyor açıkça. Bazen argoya varan sertliklere rastlasak da, -ki tasvip ediyorum ben- dili oldukça sade ve de yumuşak… Şiirin en önemli unsuru olan ritme biraz daha fazla yer verirse…
Müsade, tanıdığım kadarıyla şiir sevdalısı biri. Hüzün onun yüzüne çok yakışıyor ama başkalarını mutsuz etmemek adına o hüznü gülücükleriyle örtmesini iyi biliyor. Bu yönüyle de tiyatrocu diyebiliriz kendisine. O ayrıca sızım sızım sızlayan bir yüreğe ve zonklayan bir başa sahip… Hele de o doğal hali, tam bir şiir, ya da şiirden öte bir şey. Ki; ben adını koyamıyorum bu durumun...
Şairimizin bu kitabının sonrakilere bir açılım yapacağını umuyor, başarılarının devamını diliyorum!..