P U T K I R A N
-----------
Ali Rıza Navruz
"…Yoksa gönlümü şu anda öfkeyle yakarım!”
Minberdeki vaiz efendi gerçekten de haklı! Âdem kelimesinin Arapça yazılışına, şöyle geriye çekil bir bak; dimdik ve uzunca bir “elif”, beli bükük bir “dal” harfi ve başı aşağıya eğilmiş mahzun bir “mim!..” Yani; Âdem= kıyam- rükû- secde… Herhâlde Allah şöyle buyurmuş oluyor: Biz sizi Âdem olarak dosdoğru elif gibi yarattık. Sonra dal’’landırdık, mim’lendirdik ki şükredici, secde edici olun… İşte caaan bütün mesele bu!..
Gel gelelim sana… Sen de bir Âdem’sin işte! Ama “dal”ın ve “mim”in gurur törpünle tamamen törpülenmiş, yok olmuş… Şimdi sadece dimdik elifsin o kadar… Damağın acı, bahtın çorak kalmış. Halkın ihtilâfı sevgisizlikten doğmaz mı? Sevgi nerde, rükû nerde ve secde nerede söyle be caaan!.. Sen Süleyman aradın da bulamadın mı ha? Sanki anne bulamamış da kötü dadılara muhtaç olmuş bir hâlin var gibi… Oysa arayan elbette ki bulurdu. O yağmuru da bulurdu, o yağmur altındaki sevda nöbetçisini de. Yani, beni de…
“Git de gelme, sevgide bîvefa ol” şeklinde sana öğütler veren o gürûha yanarım ki yanarım ben… Onlar da hakkımı ödemek için yanacaklar eminim… Hâlbuki; "kendi yerine git, o nimetin hakkını ihmal etme" demeleri lazımdı doğru olanı… Ey caaan! Sen ki; o gökyüzüne dolanarak çıkarken kullandığın nevruz merdivenini, inişinde nasıl kullanacaksın bana bir söylesene? Ey güzel yüzlü; işte yağmur yağıyor yüreğime! Geeel… Gel ve o güzel yüzünün gamze olan zekâtını ver bana! El âlemin dilindeyiz biliyor musun? Neredeyse her duvarın ardından bir fitneci çıkıyor da: "O canın suretini neredeyse put yaptın" diyorlar bana. Ama senin suretinin Thanesar'da bir putkıran olduğunu bilmiyorlar ki onlar…
Yüreklerin dudak sesleri: “Bu sevda bitmez" diyor Therion tarzı son notaları gibi… Fakat, yağmur yağarken sen olacaksan, yüzün dönük olacaksa bana; ancak ve ancak o zaman bitmez olacak bu sevda… Sonra bu deliban mor şair oturacak gecenin üç çeyreğinde, bembeyaz sayfalara şiirler doğuracak, hepsi seni anlatan!..