Adamlar Bilimi, Teknolojiyi, İnsan haklarını ve daha nicelerini biz ise hurafeleri tartışmaya devam ediyoruz.
Sanırım aramızdaki fark bu.
Hep deler ya "Eller aya, biz yaya" diye.
İşte öyle bir şey...
Peki neyden bahsediyorum?
İşte size bize epey uzak bir konu.
Haber başlığı şu şekilde;
“ABD’deki gazetecilik yasası Facebook’u kızdırdı…
Haber içeriklerini kaldırmakla tehdit ediyor.”
AÇIK BİR TEHDİT…
Sanal Alem son dönemlerde hayatımıza giren ve çıkmamak üzere her şeyimize ortak olmuş durumda.
Facebook, Amerikan Kongresi'nin gazetecilik yasasını onaylaması halinde haberleri platformundan kaldıracağını söylerken, Yasa, haber yayıncılarını Facebook'a sağladıkları içeriklerin ücreti için daha çok güçlendirirken Meta'nın itirazlarıyla karşılaşıyor.
Peki neden?
Facebook, Kongre’nin platformun yayıncılarla içerikleri için müzakere etmesini ve tazminat ödemesini gerektiren bir yasa tasarısını kabul etmesi durumunda ABD’de haberleri yasaklayabileceği konusunda uyardı. Facebook’un çatı şirketi Meta da haber yayıncılarının Facebook’ta içerik paylaştığını çünkü kârlılıklarına fayda sağladığını belirtti.
KANADA VE AVUSTRALYA’DAN SONRA …
Facebook daha önce de benzer yasalar önerildiğinde Kanada ve Avustralya’daki haberleri engellemekle tehdit etmişti.
Geçtiğimiz şubat ayında Facebook, Avustralya’da da benzer bir sorunla karşılaşmıştı.
Olaya bakar mısınız?
Hatta platform, haberleri ve hatta devlet kurumlarına ait sayfaları kaldırmıştı.
Avustralya’nın yasa tasarısı değiştirildiğinde haberler daha sonra geri yüklenmişti.
Facebook, Kanada’da aynı krizle karşı karşıya kalmıştı.
YEREL HABERCİLERE DESTEK…
Kanada’daki Çevrimiçi Haber Yasası, Facebook gibi platformları yerel haber kuruluşlarıyla gelir paylaşımı ortaklıklarına zorlamayı amaçlıyordu.
Ancak Meta, bu yasaya tepki göstermiş ve “Kanada'da haber içeriğinin paylaşılmasına izin vermeye devam edip etmeyeceğimizi düşünmek zorunda kalabileceğimiz konusunda şeffaf olmak isteriz” diyerek tehdit etmişti.
ORTA YOL BULUNAMADI…
Teknoloji ve bilim ne kadar genişlerse Pasta da o kadar büyüyor.
İnsanların para kazanmak almacı ile girdikleri her platform bir başka kapıya çıkıyor.
Hali ile de menfaatler çatışıyor ve daha güçlü ve baskın olan diğerlerini yutmak ve tekelleşmek istiyor.
Özellikle pandemi döneminde zorluklar yaşayan haber yayıncıları Facebook ile hâlâ orta yol bulamamış görünüyor.
Avustralya ve Kanada gibi ülkelerde haber yayıncıları, Facebook’un adil olmayan bir şekilde içeriklerinden para kazandığını belirtirken, yasalarla çeşitli önlemler alınmayı çalışılıyor. Ancak bu duruma Facebook oldukça tepkili.
Şimdi yeni bir tartışma da ABD’de görüşülen bir yasayla gündeme geliyor. Üstelik yasaya Facebook’tan sert bir tehdit de geliyor.
BOYUN EĞMEK YERİNE KALDIRACAĞIZ…
Meta’dan Andy Stone, Gazetecilik Rekabet ve Koruma Yasası (JCPA) kabul edilirse Facebook’un haberleri kaldırmayı düşünmek zorunda kalacağını söyledi: “Kongre, ulusal güvenlik mevzuatının bir parçası olarak kötü düşünülmüş bir gazetecilik yasasını kabul ederse, boyun eğmek yerine, haberleri platformumuzdan tamamen kaldırmayı düşünmek zorunda kalacağız.
Gazetecilik Rekabet ve Koruma Yasası, temel gerçeği kabul edemiyor: Yayıncılar, içeriklerini platformumuza kendileri koyuyor çünkü bu kendi kârlarına fayda sağlıyor.”
BENZER PROBLEMLER…
Ülkemizde de bir ara sorun olmuş ve bu kuruşlarla ilgili temsilci atamaları ve vergi yolu ile yurt dışına akan milyarların içeriye çevrilmesi için adım atılmıştı vergi bağlamında.
Bu kez habercilik mevzusu ön plana çıkmış durumda.
Geçen yıl iki partinin desteğiyle tanıtılan JCPA; yayıncıların, içeriklerinin dağıtımı konusunda Facebook ve Google gibi platformlarla pazarlık yapmalarına izin veriyor.
Ayrıca Facebook’un diğer ülkelerde şiddetle karşı çıktığı; platformuna haberleri dahil etmek için ödeme yapmasını da yeniden gündeme getiriyor.
BİZLERİ AŞIYOR…
Dünya neleri konuşuyor ve nelerin peşinde koşuyor.
Biz ise ne konulara vakıfız ne de bu konularla ilgili fikirlere sahip değiliz.
Ne haklarımızı, ne hukukumuzu koruyabiliyoruz.
Haberin ne namusu kalmış durumda, ne de savunulabilir yanı.
Adamların konuştuğu ile bizim yaptıklarımız arasındaki fark uzay kadar sanırım.
Bizim daha bu konuları kavrayabilmemiz ve benzer noktalara gelerek tartışmamız, haklarımızı savunmamız bağlamında en az yüz fırın daha ekmek yememiz gerekiyor sanırım…