Evet geldik 18 Ağustos 2023’e.
14/28 Mayıs seçimleri geride kaldı.
İzdüşümlerini görüyoruz.
Mesela her gün bitmek tükenmeyen bir Zam furyası var.
Artık zam ya da fiyat ayarlaması vatandaş içinde normal bir hal oldu.
Herkes kanıksamış durumda.
Kimsenin pek şikayet ettiğini görmüyor ya da duymuyoruz.
Belki de medyanın yüzde 95’i iktidarın tekelinde olduğu için duymuyoruzdur…
Görmüyoruzdur.
Görmemizi istemiyorlardır.
MUTLAK GÜÇ…
Bu mantık ile de 2024 tarihindeki 31 Mart seçimlerini de kazanarak muhalefeti sıfırlayıp bu saatten sonra “Sonsuz İktidar” istiyorlar.
Yani bir başka ifade ile “Mutlak Güç”
Aslında bunu çok farklı şekillerde sık sık dile getiriyorlar.
Mesela diyorlar ki “Bizden olmayanın yaşam hakkı yok!”
Ya da “Bizden olmayan Cennete bile gidemez”
Bu megolaminin de zirve yapmış hali.
Yarı tanrıcılık belki de.
Öylesine abartılmış bir histeri durumu ki ülkeden kovdukları Doktor, Mühendis, Avukat ne kadar yetenek varsa “Giderlerse gitsinler” denilecek kadar güç zehirlenmesi içindeler.
Zira düşünen insanı idare etmek zor.
Eğitim seviyesi düştükçe işleri kolaylaşıyor.
Bunu daha önce Enerji ve Tabi Kaynaklar bakanlığı döneminde AK Parti eski milletvekili Taner Yıldız itiraf etmişti.
“Eğitim seviyesi arttıkça biz kaybediyoruz” demişti.
Şimdi işleri daha da kolaylaştı.
Arapları doldurdular ülkeye, oylar cepte nasıl olsa.
Şimdi onları Yerel seçimlerde kullanmak için farklı senaryolar peşindeler.
BU DA BİR BAŞKA ÇELİŞKİ...
İpek Özbey: "Yerel seçimler için CHP sizinle bir daha masaya oturmak isterse konuşur musunuz?"
Ümit Özdağ: "Hangi parti olursa olsun; yazılı olarak, temel ilkelerimizi ortaya koyarak, yerel seçimler olduğu için tek tek adaylar üzerinden giderek konuşuruz.
Mesela CHP bizden İzmir'deki mevcut belediye başkanı için destek isterse, desteklemeyiz."
Mesela bu bize göre bir çelişki.
Özdağ için ise ilkeli bir duruş ve prensip meselesi.
Bu seçimlerin de çok konuşulacağı kesin.
Hayırlısını dilemekten başka yapacak bir şey yok.
Yaklaşık 250 gün var.
Ama bu 250 gün nasıl geçecek gerçekten orası önemli.
Ekonomik anlamdaki tablo ortada.
Siyasi bağlamda millet İttifakı açısından bir kaos var ve bunu Cumhur ittifakı bileşenleri olanca güçleri ile körüklüyorlar.
MHP'nin "100 İl ve 1000 İlçe " talebi var daha fazla belediyelerde söz sahibi olmak adına.
Hem daha fazla koltuk, hem daha fazla kadro ve daha da fazla bütçe istiyorlar mesela.
İttifaklar bağlamındaki durum belirsiz.
MUHALEF HERŞEYE RAĞMEN...
Muhalefet her şeye rağmen umutlu.
Bakın ne diyor CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu?
“Sonuçlar bizi tatmin etmedi, ama oyu düşen parti AK Parti, tartışılan parti CHP oldu.
(Yerel Seçimler) Biz, yeni büyükşehir belediyeleri ve çok sayıda belediye başkanlığını da alacağız, yani kazanacağız.”
Ardından CHP Grup Başkanvekili Başarır, "Yerel seçimler hayati önemde, ittifak ruhunu tekrar yaşatmalıyız" diye devam ediyor.
BU TAVIR SON DERECE ÖNEMLİ…
CHP’de ki genel başkanlığı tartışmasını sağır sultan bile duydu.
Ancak önceki gün yaşananlar CHP’nin ve Yerel Seçimlerin geleceği açısından önelli bir hamle oldu
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan yerel seçimler için adaylık açıklaması:
"İstanbul'u bir kez daha savunmak için yola çıkıyorum.
İstanbul ittifakını en güçlü şekilde kurmaya geliyorum"
Önemli bir hamle ve açıklama.
ERTÜRK PAŞA NE DİYOR?
Çıkışları önemli.
Konuşmaları bir hayli dikkat çekici.
Defalarca canlı yayında AK Parti Kayseri milletvekili Hulusi Akar'ın başta 15 Temmuz olmak üzere Genel Kurmay başkanlığı dönemi de dahil bir çok konuda tartışmak için açıkça düelloya davet etti.
Paylaşımlarını Türker Ertürk @Orsatramola olarak yapıyor.
Bakın ne diyor?
Ülkemiz bugün felakete doğru hızla sürüklenirken muhalefetin verdiği görünüm; koltuk ve yaklaşan yerel seçimler nedeniyle belediyeler üzerinden rant kavgasıdır.
CHP’de değişim şarttır. Ama değişimin itici gücü ilkeler ve demokrasi olmak zorundadır. Çünkü uzunca bir dönemdir bu iki vazgeçilmez yok edilmiştir. Partinin anayasası durumunda bulunan programı ve tüzüğü ihlal edilmiş ve yok sayılmıştır. Şimdi tüzük değişikliği söylemleri inandırıcı değil oyalayıcıdır ve kandırmacadır.
İktidarın birincil hedefi yerel seçimlerde 11 büyük şehir belediyesini kazanmak ikincil ve nihai hedefi ise Anayasa değişikliği ile 100. yılında laik, demokratik ve hukuk devleti ilkeleri üzerine kurulan Cumhuriyet’ten rövanşı almaktır.
Böyle bir sert mücadele ve umutsuzluğa düşmüş kitleleri Cumhuriyet’e sahibiyet için ayağa kaldırmak; koltuk ve rant üzerinden mücadele edenlerle değil, ilkeler ve demokrasi üzerinden hareket ederek ve CHP’yi kuruluş ayarlarına getirebilecek kadrolarla ve liderlikle yapılabilir.
CHP örgütüne düşen tarihi görev; bu değişimin önünü açacak mücadeleye katkı vermektir.
SON SÖZ:
“Bir kavim kendini bozmadıkça Allah onları bozmaz.” (Rad, 13/11)
“Davranışları sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer kısmına yönetici yaparız.” (En’am, 6/129)
"Siz ne halde iseniz başınıza o şekilde idareciler gelir.
Bir topluluk kendini düzeltmedikçe Allah onlardaki hali düzeltecek değildir."
Yani meşhur herkesin bildiği Layık olduğunuz şekilde yönetilirsiniz deniliyor.
Bu ifade hadis ve ayetlerin anlamlarını ifade etmektedir.
Yani bu saatten sonra yapılabilecek tek şey herkesin kendini düzeltmesi, kimsenin kimseyi düzeltmesine gerek yok…