Şu anda Türkiye’de konuşulan tek mesele 14 Mayıs seçimleri.
Şampiyonun kim olacağına dair birçok soru işareti dahil ötelenmiş büyük ihtimalle o da seçim sonuçlarına endekslenmiş vaziyette.
Dünya genelinde ve Avrupa’da böyle şeyler olmaz ama ne yazık ki Türkiye’de durum böyle.
Aslında klasiktir.
Türkiye’de seçim dönemlerindeki son bir ay, bir hafta, son gün ve saatler nefesler tutulur.
Herkes bayramı seyranı bekler gibi seçim sonuçlarını bekler.
Düğün, dernek, ödemeler, çek senet işleri bile seçime endekslenir ve sonuçları beklenilir.
Bu nedenle de gelenek olduğu üzere…
Birçok şey ötelenmiş durumda.
SON HAFTANIN ÖNEMİ…
Herkes çok iyi bilir ki, seçimlerde son bir hafta hatta merhum Cumhurbaşkanı-Başbakan Süleyman Demirel’in söylemli ile “Siyasette 24 saat büyük bir zaman dilimidir!”
Neyin ne olacağı belli olmaz.
Kimin ne yapacağı da pek kestirilemez.
Pazarlıkların ne getirip ne götüreceğine dair de arkası bağ duvarı birçok olay yaşanır.
Kazanmak için gaza basılır.
Son kozlar oynanır.
Son ulufeler dağıtılır.
Kilit illere, kilit isimlere, kilit olaylara endekslenilir.
Leagal-illegal birçok satırbaşı gündeme girer.
Kara propagandanın dozu artar.
Belden aşağı son darbeler vurulur…
DÜNYA’DA VE BİZDE SEÇİM…
Zira Dünya’da “Seçim sadece seçimdir” Seçim biter herkes işine gücüne bakar…
Ama Türkiye özelinde “Seçim hayat kaynağı, geleceğinizin garantisi. Sülale boyu saltanattır…”
Kaybettiğiniz anda önce itibarınız gider.
Saltanatınız biter.
Üç beş yıla kalmaz da ne adınız, ne sanınız, ne size selam duran kalır etrafınızda.
TC ve Atatürk hariç tüm mekanlardan, Havaalanlarından, Hastanelerden, Stadyumlardan, Parklardan-bahçelerden aklınıza ne kadar tesis geliyor ise tek tek kaldırılır.
Tarih olursunuz…
Tek tek silerler.
Unuttururlar sizi.
Gizli bir el yordamı ile de unutturulursunuz.
Tarihin tozlu sayfalarında birkaç satır ile bile anılmaz hale getirirler sizi…
Bazen kantarın topuzu öyle kaçar ki anılarınızla değil ananızla anılmaya başlarsınız…
O nedenle tarih yazarken, tarih olmamakta son derece önemli.
ERZURUM OLAYLARI…
Gerçekten üzücü.
Sizce bu seçimlere gölge düşürmek için daha ne yapmalı?
Bir Siyasi partinin mitinginde insanları taşlamak kime ne yarar sağlayacak acaba?
İnsanların can güvenliğini kast etmek, yaralamak, öldürmeye teşebbüs ve daha neler neler…
Ya orada daha büyük hadiseler yaşansa ve can kaybı olsa idi!
Veya bu olaylar daha da büyük kitlelere, başka illere sirayet etse ve birilerinin arzuladığı gibi kaos ortamı çıksa idi…
Bunun vebalini hangi seçim zaferi karşılayabilirdi acaba?
Bu son günler daha da önemli.
Dolduruşa gelmeyin.
İnsanların canına kast etmeyin.
Kantarın topuzunu daha da fazla kaçırmayın.
Herkes sandıkta geldi, sandıkta devam etmeli, yine sandıkta gitmeli…
Türkiye ve Türk insanı bu seçimlerde herkese yakıştığı gibi gerçek bir Demokrasi Dersi vermeli…
SONUÇLARIN YANSIMALARI…
Bu tür seçimler yol ayrımı demek.
Gerek Cumhur İttifakı, gerekse de Millet İttifakı bağlamında ortaya çıkacak olan siyasi tablo şüphesiz partilerin yeniden bozulup-düzülmesine neden olacak ve saflar yeniden tutulacaktır.
Eğer Cumhur İttifakı ve Recep Tayyip Erdoğan tercihi ön plana çıkar ise şu anda AK Parti’nin çeyrek asırdır devam eden politikaları akabinde bira daha doğuya kayan ve İslami motiflerin daha da ön plana çıkacağı bir tablo tam gaz devam edecektir.
Millet İttifakının kazanımında ise son çeyrek asra damga vuran bir çok şey değişime uğrayacaktır.
Öncelikle başkanlık sisteminden yumuşak bir geçiş ile güçlendirilmiş Parlamenter sisteme geçiş ile birlikte başta Dış İşleri bakanlığı ve Elçilikler olmak üzere birçok devlet kurumu 2002/2018 öncesine dönüş yapacaktır.
Seçimi kazanan-kaybeden siyasi patilerdeki değişikliklerde şüphesiz çok ama çok konuşulacaktır.
İkinci turla ilgili yansımaları güne geldiğinde kısmetse yazarız.
SON KARARINIZ MI?
Genelde yarışmalarda soruluyor.
“İyi düşünün son kararınız mı?”
Şu anda Türkiye için, seçmen için sorulması gereken en elzem soru bu aslında.
Seçmenin her 4/5 yılda önüne gelen sandık ve adına da Demokrasi denen seçenek içindeki bu dönem ki kararı her seçimde olduğu gibi yine tarihi bir tercih olacak.
Bu nedenle herkesin kendi kadar çoluğunu-çocuğunu-torunlarını düşünerek karar vermesi gerekiyor.
Zira sonuçta sonuçlarına katlanacak olan kişiler sizler-bizler ve geleceğimizin teminatı yavrularımız olacak.
BÜYÜK GÜNE ADIM ADIM…
Evet…
Herkes büyük günü bekliyor.
14 Mayıs Pazar günü akşamı saatler büyük ihtimalle 24’ü gösterdiğinde Türkiye’nin önümüzdeki yeni Yüzyıldaki tablosu, 5 yıllık süreçte neler yaşayabileceğine dair tablo netleşmiş ve Türkiye’nin kimle geleceğe yelken açacağına dair de soru işareti üzerindeki belirsizlik 2.Tur gibi bir garabet yaşanmaması durumunda belli olmuş olacak.