Bu köşeyi takip edenler bilir...
Mümkün olduğunca farklı fikirleri sütunlarımıza taşımaya gayret ediyorum.
Kimse kimsenin düşündüğünü düşünmek zorunda değil.
Zaten fıtrata da ters bu.
Bu nedenle bizde zaman zaman hem kayseri ile bağlantısı olan, hem de farklı fikirleri ile aykırılık yaratanları burada fikirleri ile ağırlayıp bir anlamda klasik düşünenlerden ziyade farklılıkları toplumumuzun düşünen farklı yorumlayan insanlarının düşüncelerini siz değerli okurlarımız ile paylaşmaya gayret ediyorum.
"MÜLK ALLAH'INDIR GÖKLERDE
VE YERDE YASTIK ALTI DA DAHİL."
Mesela Yazar R.İhsan Eliaçık
Kendisi de bir Kayserili...
Uzun yıllar ilimizde de yazdı çizdi.
Halende devam ediyor.
Bir zamanlar birlikte yol yürüdüğü bir çok isimle de yolları ayrıldı.
O bildiği doğruları savunmaya gayret ediyor.
Twitter'da @rihsaneliacik "Mülk Allah'ındır göklerde ve yerde yastık altı da dahil." diyor.
DEVLETİN DİNİ ADALETTİR...
R.İhsan Eliaçık “'Devletin dini adalettir...Helalleşme... Halil İbrahim Sofrası...' bu toprakların geleceğidir.
Her kim yaşar ve yaşatırsa onda vücut bulur.
Bir zamanlar 2003 kongresinde RTE 'Adalet devleti kuracağız, ortak iyiyi iktidar yapacağız, garip-gureba fakir-fukara' diye bağırıyordu...” diyor.
GEÇMİŞTEN DERS ALMAMAK...
Tarihi bir hatırlatma yapıyor ve ardından da ekliyor Eliaçık;
İktidara 2011'lerde aynı mahalleden Has-Parti alternatif olarak çıkmıştı.
'Harun gibi geldiler Karun gibi oldular' sözüne karşı muhafazakarın tepkisi: 'Cenab-ı Hakk Karun olmayı nasip etsin, çok çektik'
Deva, GP, SP bu tecrübeyi iyi okumalı.
Deva, GP ve SP için CHP'nin yanında göründükleri için onlara oy akmadı deniliyor.
O halde kendileri bir ittifak kursun, iktidar tabanına üç koldan dalsın, zinhar ne CHP, ne sol, ne HDP kimse ile yan yana görünmesinler.
Bambaşka şeylerle karşılaşacaklar.”
EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMADI...
Bütün her şeye rağmen doğuda % 60'lar, batıda ve Büyükşehirlerde % 50'ler, Türkiye genelinde % 48 gibi direnen bir muhalif oran İslam dünyasının hiçbir yerinde yok.
Muktedir planladığı gibi % 58-60 alsaydı böyle konuşmazdı.
Kısıklı'da yuhalattı, balkon konuşmasında hala kandil, video teranelerine devam ediyor. Sinirlendiği belli.
"Rabbim bana bir daha böyle sonuç nasip etmesin" diye dua edeceği günler geliyor.
% 52-48 sonucu her iki tarafa da ezdik-ezildik duygusu yaşatmaz. Ne çılgınca sevinç ne karalar bağlayacak bir sonuç bu. % 58-60 gibi ezici bir fark bekliyorlardı.
Ortada bir durum var.
Buradan siyasette keskin sarsıntılar depremler çıkmaz.
İPTEN DÖNMÜŞ DUYGUSU...
Herkesin kendine düştüğü oranda sonuçlardan ders çıkartması gerektiğine işaret eden Eliaçık şu değerlendirmeyi yapıyor;
Muhalefette esastan değişiklik olmaz.
Ders çıkarmamak ve sorumsuzluktan değil; rakamlar.
'Bir CHP'li Ecevit'i bile geçerek tarihinin en yüksek oyunu aldı...
Üç büyük şehirde, nüfusça ilk 25 şehirde öndeyiz...
Ramak kaldı, kıl yapı kurtuldu, ha gayret, az kaldı vb. denecektir.
İstanbul: KK % 51.78-RTE; % 48.22
Ankara: KK % 51.23-RTE: % 48.77
İzmir: KK % 67.13-RTE % 32.87
Diyarbakır: KK %71.61-RTE %28.39
Türkiye genel: KK % 47.84-RTE % 52.16
Diyelim zerre hile yok; buradan istifa çıkmaz.
RTE kıl payı kurtulmuş, ipten dönmüş duygusu yaratır.
ÖNEMLİ GÖNDERMELER...
Kişi hak ve özgürlükleri bağlamında da önemli göndermeleri var Eliaçık'ın.
Devam edelim:
Kendine güveniyorsan hapisteki bir adamı yuhalatıp idam sloganları attıracağına AHiM ve AYM kararlarını uygula, çıksın.
Onunla TV'ye çık ve onu rezil et, yere ser, perişan et, ipini ekranda çek. Haklılığınla herkesi sustur.
Biz de görelim kim mert kim namert?
ÖZELEŞTİRİ ZORUNLULUĞU...
Diyor ki Eliaçık; Millet ittifakı seçmenlerine özeleştiri vermelidir.
Önce Kılıçdaroğlu başta olmak üzere İmamoğlu ve Yavaş. Çünkü özellikle bu üçü kampanya yüzüydü.
Sonra Akşener, Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu, Gültekin.
Suçu birini yıkıp kaçmak yok, anca beraber kanca beraber.
Kılıçdaroğlu değil de İmamoğlu, Yavaş olsaydı böyle olmazdı söylemi yanlış. Bu yenilgi aynı zamanda İmamoğlu, Yavaş, Akşener, Davutoğlu, Mollaoğlu, Babacan hepsinin yenilgisi. Hepsi kampanya yüzüydü.
Neden ayırıyorsunuz?
SURİYELİLERE DAİR...
Suriyelilere milliyetçi gözle bakmıyorum.
Müslüman, Arap, Türk olmayışları problem değil. Demografiyi bozmaz belki zenginleştirirler de.
Sorun şu; Muktedir onları devşirdi, çaresizliklerinden yararlandı, oradaki zulümden kaçtılar buradaki zulmün dayanağı haline getirildiler.
Suriyeliler muktedirin oy deposu, siyaset mezesi, rant kaynağı haline getirildikleri için bir an önce gitmeleri onların da hayrına olacaktır.
Süregiden zulmün dayanaklarından biri haline getirildiler.
Savaş mağduru, mazlum mülteci, hatta göçmen olmaktan çıkmış durumdalar.
Her şey akar; değişir, dönüşür...
Suriyeliler de akıyor.
Savaş mağduru masumlar değiller artık.
Şu an Suriyeler muktedirin elinde seçim aparatı, Avrupa'ya karşı rant kapısı, yolunacak kaz sürüsü olarak görülüyor.
Suriyelileri bu durumdan kurtarmak onların da hayrınadır.
DEVRİMCİ OLAN HÜZÜNDÜR...
Bakar mısınız?
10 Numara bir tespit daha....
Ne Kılıçdaroğlu istifa eder, ne Hüda-Par yeminde sorun çıkarır. Her şey ortaya şeker devam eder.
Çünkü seçim sonuçları ortaya şeker.
Biri ipten döndü, öbürü kıl payı kaçırdı.
Buradan büyük sözler, derin kopuşlar çıkmaz.
Devrimci olan hüzündür.
ÖNEMLİ OLAN BU DEĞİL Mİ?
Halen tartışılıyor...
“Fikirlerinize Katılmıyorum ama fikirlerinizi ifade edebilmeniz için canımı bile veririm” sözünün Voltaire’e ait olduğu iddiası doğru değil diyenlerde var.
Aslında kimin söylediği de çok önemli değil.
Herkes böyle düşünebilmeli.
Ya da düşünceye saygı göstermeli.
Zaten şu anda ortaya çıkan sonuçlarda öyle değil mi?
Bıçak sırtı yüzde 50/50 yani…