Dr. Vecdet Öz(@oz_vecdet)
Adli Tıp Öğretim Üyesi ve Adalet Partisi Genel Başkanı
Zaman zaman kendisini bu köşede misafir ediyorum.
Önemli çıkışları var.
Ciddi eleştirileri.
Kimsenin dillendirmeye yüreğinin yetmediği konularda da keskin beyanatları var.
Bugün yine onun kendi şahsi hesabından derleme bir yazı sizlere.
İŞTE BAŞLIKTAKİ SORUNUN CEVABI…
Kestirmeden giriyoruz konuya.
Eğmeye bükmeye gerek yok.
Bakın ne diyor Öz, temel Türkiye sorununa dair;
“Ülkemizdeki en büyük beka sorunu, oy kaygısı içinde Cumhuriyet, laiklik ve milli hassasiyetlerden taviz vermek zorunda kalan bukalemun siyasettir..
Mevcut iktidar bunun en aktif örneğidir..
Bu ülkenin oy kaygısıyla hareket etmeyen, onurlu, omurgalı, oy kaybetmek pahasına doğruları söylemekten imtina etmeyen, yüzde yüz yerli ve milli siyasetçilere ihtiyacı vardır..
Tüm gayretimiz bu yapının tesis edilmesi içindir ve ülkenin istikbali buna bağlıdır..
Lütfen bizleri yalnız bırakmayınız..!”
“TÜRKİYE HALKLARI” TABİRİ
BİR ANAYASA İHLALİDİR.!
Evet… Ülkeyi etnik kökenlere bölmek, Türk ismini ve Türkiye ismini ülke topraklarından silmek, Anayasa’dan kaldırmak eylemleri şu anda final yapmak üzere eğer TBMM’de de bu tür bir hamleye geçit verilirse.
Ne diyor bu konulara dair Öz?
“Son zamanlarda emperyalizmin değirmenine su taşıyanların kullanmış olduğu maksatlı ve kasıtlı bir sözdür..
En çok bölücü terör örgütü ve yanlılarının kullandığı bir tekerlemedir..
Maalesef ki bu tekerleme AKP iktidarı döneminde yaygın hale gelmiştir..
Ülkeyi yönetenler;
Benim Kürt vatandaşım,
Benim Laz vatandaşım,
Benim Çerkez vatandaşım,
Benim Boşnak vatandaşım,
Benim Türk vatandaşım diye ayrım yaparsa ve etnik milliyetler icat ederse işte olacağı budur..
Buna asla izin veremeyiz.!
Zira Türkiye Cumhuriyeti, parçalı bir toplum yapısından oluşan bir eyalet değil üniter yapıya sahip olan bir ulus devlettir..
Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür ve tamamına “Türk Halkı” denir..
Yazılı, görsel ve sosyal medya ortamında ‘Türkiye Halkları’ ifadesini kullanan her kim varsa bölücülük yapmaktadır, dolaylı bir şekilde anayasayı ihlal etmektedir ve suçtur.!
“Anayasayı ihlal suçu, Türk Ceza Kanununda, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etme şeklinde tanımlanmıştır..”
Bundan böyle Adalet Partisi olarak bu tür kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağız ve işlemin takipçisi olacağız..
Kamuoyuna duyurulur..”
ARTIK ERKEN SEÇİM KAÇINILMAZDIR.!
Devam ediyor, Türkiye gerçeklerine.
Parmak basıyor bir bir tüm gözden kaçanlara ya da kaçırılmaya çalışanlara dair;
Geçtiğimiz genel seçimleri kazanan ve meydanlarda zafer çığlıkları atan AKP için o gün “AKP Kendi Enkazını Devraldı” başlıklı bir yazı kaleme almış ve bir yıl içinde bu enkazın altında kalacağını belirtmiştim. Maalesef ki tahminim gerçekleşti..
Türk ekonomisi çıkmazdadır ve her geçen gün felakete doğru sürüklenmektedir..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinin en yüksek dış ve iç borcu ile ödenmesi müşkül bir faiz sarmalı içindedir..
Cari açık, enflasyon, banka faizleri ve döviz artışı rekor seviyeye ulaşmış, halkın geliri ve dolayısıyla alım gücü ilk kez bu kadar düşmüş, işveren tarihinde ilk kez işsiz kalmış, işsizlik ve sefalet ayyuka çıkmıştır..
Toplum artık alarm vermektedir.!
ZİRA GİDİŞAT ÇOK VAHİMDİR.!
Ülkemiz, dünya kamuoyu nezdinde demokrasi, hukuk ve istikrarın olmadığı izlenimi yüzünden yabancı yatırımcıların cazibe merkezi olmaktan çıkmış, mevcut yabancı sermaye ülkeyi terk etmeye başlamış, buna yerli sermaye ve genç beyin göçü de eklemlenmiştir. Kan kaybı büyüktür!.
Ülkeyi Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki fabrika ayarlarına döndürecek ve güven tesis edecek yeni ve milli politikalara ihtiyaç vardır..
Daha fazla sürdürülebilir olmayan bu durum bir iktidar değişikliğini zorunlu kılmıştır..
Gidişatın daha vahim bir hal almaması için acilen erken seçime gidilmesi gerekmektedir..
Ana muhalefet iktidarla görüşerek vakit kaybetmek, mevcuda meşruiyet kazandırmak, kör kuyuya girmek ve başta anayasa değişikliği olmak üzere yeni günahlara ortak olmak yerine gündeme erken seçimi taşımalıdır..
Artık deniz bitmiş kara görünmüştür, ülkenin önünü açmak gerekir! Adalet Partisi olarak bu konuda ısrarcıyız..
AH BE DOSTLAR...
En vurucu tespitlerinden birisi de bu bölüm Öz’ün.
İşte kendi ifadesi ile bir Diyanet İşleri bankalığı tespiti…
“Dindarlık, din adamlığı hepsi palavra..
Her şey şov, her şey yalan, her şey riya..
Başında sarık, üstünde cübbe, elinde kılıç sanırsın sarayda şeyhülislam..
Fesli Kadir familyasındandır, işi gücü kahraman ecdada, Atatürk’e beddua..
Özgeçmişi aliyyül alâ, ne arasan var; iyi derecede Arapça ve Fransızca..
Lakin Arapça sorulan basit bir soru karşısında döner tercümana,“Türkçe olarak bir şey yapabilirseniz” der, yüzü kızarır olur madara..
Millete cennet vaadi, fukaralığın hikmeti, sabır, zikir, şükür, bir lokma, bir hırka..
Kendisine lüks makam, 6 makam aracı yetmedi bir de 15 milyon liralık Audi A8 marka lüks araba..
Yıllık harcamalar için bütçeden tam 91 milyar 824 milyon 805 bin liralık yüklü para..
İsrafmış, harammış, harcanan para öksüzün, yetimin, dulun, fakirin, emeklinin, çalışanın, siftahsız kepenk kapatan esnafın, zordaki çiftçinin, icraya düşmüş sanayicinin ve her şeyden önce kul hakkıymış kimin umurunda..
Ne güzel söylemiş Mehmet Akif Ersoy;
“Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile..
Âlem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nâfile! Kaç hakîkî müslüman gördümse, hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma, gâlibâ göklerdedir!.”
Al bu sözleri et bugünkülere..
Aldatan da aynı aldanan da..!
O gün adı Veli idi bugün ise Ali..!
Aradan geçmiş bir asır, ne millet değişmiş ne de yazılan tek bir satır..
Bu kafayla daha gideriz birkaç asır..”
ÜÇ ÖNEMLİ TESPİT DAHA…
Dr. Vecdet Öz diyor ki;
"Bir ülkeyi kasıtlı olarak batıran bir iktidarın suçunu masumane bir siyasi başarısızlık olarak nitelemek ihaneti aklamaktır."
Ve devam ediyor;
"Bir ülkenin temel eğitim müfredatında yapılacak köklü değişiklikle öğrenci yerine mürid yetiştirmek siyasal islam rejimine giden yegane teminattır."
Ve... Finali şu sözleri ile yapalım;
" Yıllardır istismar edilen din, iktidarın tek seçim ve geçim sigortasıdır."