Yaz aylarının müthiş sıcakları bunaltmaya devam ediyor.
Ağustos ayının sonu ile birlikte düşüş bekleniyor.
Eylül ayı itibarı ile de okullar için yeni bir start kapıda.
Kimilerine göre Pandemi süreci yeniden zirve yaptı.
Kimilerine göre geçim, Pandemi’den daha öncelikli bir durum.
2023’E VE EKONOMİYE DAİR…
Seçimi sormak ne mümkün?!
Kimilerinin erken seçim beklentisi halen sürse de görünen o ki şimdilik Altılı Masa’nın son toplantısı ile birlikte seçimlerin normal 2023 Haziranında yapılması muhtemel.
Ancak birçoklarının ekonomiye dair görüşü ise bu iktidar bu kışı seçim yapsa da yapmasa da atlatamaz yönünde.
Hükümetin Asgari Ücrete üçüncü zammı dillendirdiği bir dönemde devam ede gelen faiz düşüşü ile birlikte Dövizdeki kıpırdanma gözden kaçmıyor.
SONBAHAR KAPIDA…
Eylül demek hazan mevsimi demek.
Bir anlamda Sonbahar.
Bahara cıvıl cıvıl girenler için ayrılık zamanı…
Aşıklar için melankoli mevsimi.
Ekim ayı ile birlikte Kasım bir başka hüzün demek.
Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere çok sayıda değerli ismin aramızdan ayrıldığı günler…
İlkbahar ve Sonbahar ayları ölüm oranlarının normale göre daha fazla yoğunlaştığı dönemler.
Bu nedenle bu mevsim dönemi Hazan dönemi.
Yaprakların ağaçlardan yere düşüşü ile birlikte insanların toprağa düşüşü bir çoklarına göre eşdeğer belki de…
BU YAZIN KIŞI DA SERT OLUR…
Aralık ise kelimenin tam anlamı ile Kış demek.
Odun-Kömür-Doğalgaz faturalarının tavan yapması demek.
Okulların açılması ve kışlık yakacak masrafları ile birlikte aile bütçesinde yepyeni sorunların ortaya çıkması demek.
Eskilerin tabiri ile böylesine sıcak geçen bir yaz döneminde kışın da ayazı iyi olacak gibi.
Her ne kadar Ayvaların henüz görmesekte, Ayvayı yemek yine de muhtemel…
HERŞEYİN HAYIRLISI…
Her zaman olduğu gibi “Herşeyin Hayırlısı” için dua edip çalışmaktan başka çıkar yol yok.
Zira olayın neresinden bakarsanız bakın hayat bir “Yaşam Mücadelesi”
Şartlar ne olursa olsun, ayakta kalmak adına, daha kaliteli bir yaşam sürebilmek adına herkesin gayreti çoluk-çocuğunu kimselere muhtaç etmeden ayakta kalmak ve yaşam savaşında da geriye düşmemek.
Zira her geçen gün yaşam koşulları ağırlaşıyor.
Ekonomik kaygı ve hele hele de çocukların üniversite eğitimi bağlamındaki masraflar ve ev kiraları ciddi manada kaygı verici boyutlara ulaşmış durumda.
Eskiden emeklinin kurduğu “Bir Ev+bir Araba” hayali ya da “Çocukları bir eversem bana yeter!” günleri de çoktan gerilerde kalmış durumda.
Artık ev sahibi olmak hayal.
Ev sahibi olur gibi kira ödeme dönemi başlamış durumda.
Günlük yaşam koşulları daha da ağırlaşıyor.
Gün günü aratır hale gelmiş, eskiye özlem dinmek bilmiyor.
Rabbim kimseyi kuluna muhtaç etmesin inşallah.