Cumartesi yazısını gazeteye gönderdikten sonra, Yazı İşleri Müdürümüz Mustafa CENGİZ kardeşi aradım.
Dedim ki O’na: “Gazetenin Pazartesi baskısını seçim sonuçlarını alınıp, köşe yazımızı yazmamıza olanak sağlayacak kadar bekletecek misiniz?”
El cevap: “Birinci sayfayı bekleteceğiz belli olana kadar diğer sayfalar baskıya gitmiş olacak…”
Dedim ki: “Peki biz köşede ne yazacağız?”
Dedi ki: “Pazartesi günü sen köşende lay lay lom yaz…”
???????
Biraz düşündüm, aklımı başıma topladım, yahu, lay lay lom yazı nasıl yazılır ki?
Ancak bir bakıma haklı…
Zaten biz gündelik yazılarımızda kendimiz yazıp kendimiz okuduğumuz için (Okuyan değerli okuyucularım hariç elbette) yazılar lay lay lom boyutunu geçmiyor ki.
Oysa yazılarımızı kitleler okusa ve görüşlerini de bildirse, sonuçta karşılıklı söyleşiler ile elbette ortak bir noktada buluşmamız mümkündür.
Bu toplumun tamamı için böyledir.
Defalarca yazdığımız gibi, tartışmaya açık olmayan konuşlarımız elbette vardır ve bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığının temel konularıdır, tartışılamaz, tartıştırmayız da…
XXX
Ülke sandığa gitti dün…
Sonuçlar belli oldu ana bu yazıyı yazdığımızda henüz nasıl bir sonuç alındığını bilemiyoruz.
Ama tahmin ettiğimiz tarafı var…
İktidar, mahalli seçimleri de kazanma uğruna, elinden gelen ne varsa hepsini ortaya koydu.
Devlet olanakları dâhil…
Cuma günü İstanbul Sancaktepe’de çadır kurulmuş, emeklilere ikişer bin lira yardım yapılacağı, ya da yardım kartı verileceği, ancak yapılacak ya da verilecek yardımın ya da kartın, seçim kazanılması halinde olacağı ifade edilerek isimler kaydedilmiş.
Peki, bu uygulama Sancaktepe’de sonucu etkilemiş mi?
Öğreneceğiz elbette.
Umudum yok…
Seçim sonuçları, bazı yerler hariç, millet ve özellikle emekli, dar gelirli ve küçük esnaf, memur ağlasa da değişmeyecek.
Hep beraber bu satırları okuduğunuz sırada kesinleşmese de seçim sonuçları görmüş olacağız.
Ülkem için değişmeyen kader…
Ne kadar acı verici değil mi?
Yine de hayırlısı olsun bakalım Sevgili Mustafa CENGİZ, işte sana lay lay lom yazısı, o da bu kadar olur baba…
XXX
GELELİM BAŞKA LAY LAY LOM DURUMUNA…
Daha önce de yazdığım gibi, Kayseri bir emekli şehri.
Bozantı Caddesi boydan boya neredeyse işçi Kooperatifleri ile yapılmış blok evler ve o evlerde oturanların hepsi emekli ya da emekli evlatları.
Sivas Caddesindeki sağlı sollu evlerin de büyük bir bölümü benim bildiğim öyle.
Ve daha birçok mahallede oturanlar ya emekli ya da emekli evlatları.
Bugüne kadar bu emeklilerin ömrü, iktidara destek vermekle geçti.
Bir başka deyişle, lay lay lom ile geçti.
Merakım, bu seçimde de Kayseri lay lay lom diyecek mi?
Bu yazıyı yazdığımız sıralarda herkes oy veriyordu ve sonuçları bilmiyoruz.
Ancak bu köşeyi okuduğunuz sıralarda kesin olmasa da sonuç belli…
Göreceğiz, lay lay lom mu, yoksa hak aramayı, aklı kullanmayı, düşünmeyi öğrenmiş miyiz?