De hele neymiş sizin göreviniz derseniz, yazmak…
Neden yazmayı kendimize görev edindik?
Dün de dediğimiz gibi, Yüce Allah’ın üzerimize farz kıldığı görevlerden olduğu için.
Neyi ve neden yazmak istiyoruz?
Doğruları eğip bükmeden, milletin öğrenme hakkına hizmet etmek için.
Nasıl yazacaksınız?
Edebimizle, ahlak kuralları ve gazeteciliğin olmazsa olmaz etik kuralları içinde kimseyi hedef almadan yazacağız.
Kimseyi, ötekinden ayrıştırmadan yazacağız…
Hiç kimseye hakaret etmeden yazacağız…
Ülke ve millet çıkarlarını öne çıkararak yazacağız…
Bildiklerimizi dikkat ederek, bilmediklerimizi araştırıp öğrenerek yazacağız…
Bilimi, bilebildiğimiz kadar rehber edineceğiz, bilemeyeceğimiz konulara girmemeye çalışacağız.
XXX
Biliyorum şimdi diyorsunuz ki bana “Amma da uzattın bu konuyu…”
Aslında haklısınız ancak…
Adam bana ulaşıyor ve lafı edebinle sokuşturuyor.
Bunların içinden ilim sahibi olanları istisna tutuyorum elbette ama ortaya laf edenler de var…
“Sen” diyor, “Biliyon da mı yazıyon ki?”
Bildiğimi bildiğim gibi, bilmediğimi araştırıp yazıyorum…
Bilenler nereden biliyor?
Her halde vahi gelmiyor onlara.
Onlar da okuyup öğreniyorlar, “Oku” da Yüce Allah’ın ilk emri değil mi?
Ayrıca gündemi de sağlam kaynaklardan takip ediyor, doğru olanları süzgeçten geçirip, onları da bilgi ve haber alma özgürlüğü içinde millete sunuyoruz.
XXX
Gelelim gündeme…
Benim gündemimde iki konu var…
Araştırılmış, soruşturulmuş, hatta ilgili kaynaklardan da doğrulanmış.
Birincisi; Kızılay, çadırları amblemsiz olarak diğer STK ve AFAD’a para ile satmış.
Söyler misiniz, bundan sonra millet Kızılay’a nasıl güvenecek?
Detayına ve tartışmasını okuyanlarıma bırakıyorum.
XXX
İkinci konu, sosyal medya hesaplarında bir çizgi film dolaşıyor.
Bu film ile anayasal suç işleniyor.
Karşı karşıya iki adliye binası gösteriliyor, birinin şeriat ile karar verdiğini ve Müslümanların o binada yargılandığını, diğerinde ise Hristiyanların yargılandığını bir çocuk diğerine gerilerek anlatıyor.
Cumhuriyete ve anayasaya karşı alenen işlenen bu suçu takip eden C. Savcıları yok mu acaba?
Olması gerekir diye düşünüyorum da…
Bu da kısaca böyle, umarım bakan çeken olur da nerelere savrulduğumuzu ya da savrulmakta olduğumuzu görürler.
Elbette konuyu önemseyen C. Savcısı, savcıları olursa…
XXX
Bugün felaketi yaşadığımızın 22. Günündeyiz.
Elbette deprem bölgesinde çalışmalar sürüyor, ancak daha çadır ve barınma sorunu giderilebildiğine dair haberleri ne yazık ki alamıyoruz.
Gördünüz belki…
Beşiktaş-Antalya maçı başlamadan önce “Hükümet istifa” çağrısında bulunan taraftar, maçın 04.17 dakikasında “Çocuklar hep gülsün” pankartları eşliğinde getirdikleri oyuncakları sahaya attılar.
Gerçekten görülmeye değer idi.
Stadın kenarları, oyuncak yığını haline geldi.
Teşekkürler Beşiktaş taraftarı, teşekkürler Türkiye…
Gönüllerimizi biraz rahatlattınızsa ne mutlu…
Haaa…
Devlet Bahçeli ne yaptı biliyor musunuz?
Beşiktaş üyeliğinden istifa etti…
İsabetli bir karar…