“Makaram sarı bağlar lo / Kız söyler gelin ağlar…”
Diyarbakır yöresine ait bir türkü… Selahattin Mazlumoğlu kaynak kişisi, derleyen de Muzaffer Sarısözen.
Ancak bu türkü ne zaman dilime dolansa, Kergah’taki bağımız aklıma gelir.
Dolayısıyla da Kayseri türküsü sanırdım.
Bağımız yeşillikti ama “Sarı bağlar” neresiydi derseniz, zaten bağımızı aklıma getiren de işin o yönü idi.
Bağımızın Hasandağı mevkiine bakan tarafındaki yamaç, yaz mevsiminde sapsarı olur ve ben bu türküyü dinlerken, sanki Kayseri türküsü imiş gibi dinlerdim.
Nice sonra aslını öğrendim…
Elbette konumuz ne “Sarı bağlar” ne de Kızların söyleyip gelinlerin ağlaması…
Topluca bu türküyü söyleyip, topluca ağlarken, aynı zamanda halay çekilen türkü olduğundan, hangi akla hizmet, ülke olarak halaya durmamız…
XXX
TBMM’den kanun oylandı, kabul edildi ve resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe sokulmak üzere Cumhurbaşkanlığının imzasına gönderildi.
Aradan şu kadar zaman geçti, henüz imzalanıp da resmi gazetede yayınlanarak emeklilere verilen ek zam, hesaplarına geçemedi.
Ancak, ek zam hesaplara geçemeden, pul oldu bile…
Ankara’da simit 15 liraya yükseldi, “Höt” denildi bir yerlerde, tekrar 10 liraya düşürüldü.
Pazar çantası ile pazarın yolunu tutanlar, çantaya bir poşet içinde birer adet sebze alıp, evlerine döner oldular…
Meydanlarda “Et-but” propagandası yapılırken, dar gelirliler, açlık seviyesinde ete muhtaç hale geldiler uzun zamandan beri…
Şimdi sormak gerekmez mi?
Resmi gazetede ne zaman yayınlanacak da artık değerini yitirmiş ek zamlar hesaba geçecek?
XXX
Hadi halay başı…
Salla mendili, tutalım halayı…
Hep bir ağızdan…
Makaram sarı bağlar lo, kız söyler gelin ağlar.
Niye biz ölmüş müyüz ki Asya’m karalar bağlar…
Hadi… Hop hop hop…
Halay başı, salla be mendili, yoksa aklımızı sallandıracağız…