Eskiden, duvarlarda büyük bir saat vardı…
Şimdi var mı varsa kimler kullanıyor bilmem…
İki tarafından zincirler sarkar, o zincirler, saati kurardı, çünkü mekanik saatlerdi. O zincirlerin ucunda da ahşap tutacaklar vardır, her biri birer sanat eseridir.
Her saat başı da saatin üstünden bir kapı açılır, içinde kuş çıkar “Gu guuuu guk” diye seslenirdi de onun için adı “Guguklu saat” olarak anılırdı.
Sahipleri de o guguklamasının sonucunda, saatin kaç olduğunu bilirlerdi…
Çünkü hangi saatte ise o kadar guguklardı…
Eğer varsa böyle bir saatiniz, aman iyi kullanın, çünkü “Antika” da olabilir…
XXX
Seçim sürecinde siyasilerin topu da duvardaki guguklu saat gibi saat başı kafalarını çıkarıp “Gu guuuuk guk” diye sesleniyorlar da emekliler sevinçlerinden dört köşe oluyorlar.
Çok doğal olarak “Bu nasıl bir düşünce” diye sorma hakkına sahipsiniz.
Bakın anlatayım…
Geçen yıl 6 Şubat’ta 11 ilimizde yıkıcı deprem oldu mu?
Oldu…
O illerimizde göçük altında kalıp da ölen insanlarımızın sayısı 50 binin üzerinde mi?
Üzerinde…
Halen o illerde insanlar yoksulluk, bakımsızlık ve hastalıklarla uğraşıyor, çadırlarda kalıyorlar mı?
Kalıyorlar…
Vaat edilen evler daha verildi mi?
Hayır verilmedi, kısa zamanda da verilebileceği, herkesin evlerine kavuşacağını da beklemiyoruz.
Neden?
Bütçede para yok…
“Nereden biliyorsun canım para olmadığını” diye sorun, hadi sorun…
Ben demiyorum ki, bütçenin sahibi söylüyor. Emekliye ek para veremeyeceklermiş, çünkü bütçede para yokmuş.
Tamam da bütün bunlara rağmen, genel seçimleri tekrar nasıl aldılar bu illerde?
XXX
Şimdi yerel seçim var…
Emekli, dar gelirli, çiftçi, küçük esnaf hep bir ağızdan bağırıyor, yandık bittik kül olduk diye…
Elbette genelde iktidardan gitme, seçmenin de gönderme şansı yok ama en azından yerelde iktidarı ellerinden alma olanağı da mı yok?
Denilene göre 16 milyon emekli varmış ve emeklilerin oyları önemliymiş…
Hadi oradan be…
Emeklinin dinlediği ses başka…
Gu guuuuk guk…