Geldik ta Ocak ayının 20’inci gününe, daha kar görmedik.
Doğu bölgelerimizde erken yağan ve kalkan kar yağışlarının dışında, kış mevsiminin alamet-i Farikası olan “Kar”ı “Mevsim” olarak yaşayamadık henüz…
Deniyor ki mevsimler değişti…
Bana göre öyle değil doğrusunu isterseniz.
Çağın gereğini yaşarken, çevre bilincini de bir kenara bırakarak, toplumun çıkarlarını geriye iteleyip, muktedirlerin çıkarlarını önceleyen tutumlarımız nedeniyle, mevsimlerin deyim yerinde ise aklını başından aldık.
Büyüklerimiz “Kışın süresini” bize “Kasım 150 diyerek öğretmişlerdi. Yani Kasımın başında başlar, Mart ayının sonuna kadar “Kış” yaşanırdı.
İlla her an kar olması gerekmiyordu ama soğuğu, fırtınası, yeri geldiğinde yağmuru ile süreç “Kış” idi…
XXX
Ben ilk büyük kışı 1954 yılında Kayseri’de yaşadım.
O yıllardan önce ege bölgesinde yaşadığımızdan, kışı da belirgin bir şekilde hiç yaşamamıştık.
Evden, Mustafa Özgür İlkokuluna giderken geçtiğimiz “Daracık” dediğimiz sokakta, sokağa kürünen karların doldurduğu o daracık sokakta, kar üzerinden merdiven yaparak dam hizalarına çıkar o şekilde sokağı geçerdik.
Günlerce de o kar sokaktan kalkmazdı. Çünkü yeniden yağan karlar, damlardan yine sokağa atılırdı.
XXX
Daha sonra 1961 yılında Antalya’da 5 Ocak tarihinde denize girip, Bartın’a gitmiştik.
O yıl da çok kar yağdı…
Zamanın koşullarında yolları açmak için yeterli araç-gereç olmadığı için, Bartın Belediyesine ait itfaiye arozözleri (Kamyonlar) sokaklardan geçmek suretiyle yarım metreye ulaşan karın içinde yürünebilecek imkân yaratmışlardı.
Arkadaşlarla okula, o açılan yollardan birbirimizin ardı sıra ancak gidebilirdik.
XXX
Yanlış aklımda kalmadıysa, yıl 1983 ve Kayseri’de olağanüstü bir soğuk hava ile karşı karşıya kaldık.
Sivas Caddesi üzerinde park ettiğim 50 NC kamyonumu sabahları çalıştırabilmek için, hem mazot deposunun altına, hem de motorunun altına adeta alemet (Büyük ateş) yakardım her sabah.
Kaşlarımızdan, bıyıklarımızdan buz süzülürdü.
XXX
O tarihten bu yana artık o kışları göremez olduk…
Büyük şehirlerde kar yağsa bile, ana arterler hep açık tutulmaya gayret ediliyor, tutuluyor da.
Ne var ki, kar gününde, mevsiminde yeteri kara yapmayınca, özellikle türlü çeşitli hastalıklar ortaya çıkıyor. Hastanenler, sağlık merkezleri de başa çıkmakta zorlanıyorlar.
XXX
Dediğim gibi…
Bu yaşadığımız anormal mevsimlerin nedeni, insanın ta kendisi.
Aklını aldık mevsimlerin.
Şaşırttık…
Şaşırdılar…
Ne zaman ne yapacaklarını, nereden nereye savrulacaklarını bilemez oldular.
Bugünlerde o şaşırmış, aklı başından gitmiş günleri yaşıyoruz da, meteoroloji uzmanları, önümüzdeki haftadan başlamak üzer, geçtiğimiz belli yıllardaki olağanüstü kış mevsimini yaşayabileceğimizi belirtiyorlar.
Belli yerlerde yağmur, fırtına, belli yerlerde yoğun kar yağışından söz ediliyor. Öyle ki, günlük hayatı olumsuz yönde etkileyecek kadar.
Acaba mevsimlerin aklı başına geliyor da insanlığa haddini mi hatırlatmaya geliyor?
Bence böyle olmalı…
Mevsimlerin aklını yerine koyarsak, huzur içinde oluruz bana göre.
Bunun için gerekli olan şey de toplum olarak duyarlı olmaktır…
20 OCAK 2023