Yo, kafatasından söz etmiyorum, içinde bazılarında “Beyin” denilen organ, bazılarında ise çalışmayan “Beyin” denilen organ.
Herkesin “Beyin” organı kendisine hayırlı olsun, ben o kafatası kemiğinin üzerinde bir başka “Tas” var mı, onu merak ediyorum.
Hani derler ya, “Kafamın tası attı” veya “Tepemin tası attı” diye.
Hah…
İşte o tastan söz ediyorum, çünkü benim kafamda hiç tas denilen bir şey yok ki, o kadar düşünmeme rağmen atan da bir şey yok. Aslında anında atması gerekirdi.
Acaba bendeki atan asfalya mı?
Çünkü “Asfalya” güçlü bir sinirlenme sırasında sakin olabilmenin gücüdür.
XXX
Pazartesi yazımda, sokakta yaşayan hayvanların neden öldürülemeyeceğini, ayetlerden de örnekler vererek anlattım ve bu ayetlerin “Nas” olduğunu vurguladım.
Hem de uzun uzun…
Kişi, işin bu tarafını hiç okumamış galiba, yazımın sonunda Pınarbaşı yerel seçimlerini kazanan CHP adayı Deniz YAĞAN’ı kutlamış ve sonra da eklemiş.
Nasıl mı?
Aynen şöyle; (imla hatalarını düzelterek) “Evet Pınarbaşı iyi oldu CHP bir yana Yağan ailesi bir yana, göz göre göre de İslam’ı yaşamayan kimselere de oy verirsen ondanda sorumlusun CHP’lilerin uşguru gevşek rakısı bol şimdi nasıl edek abi?”
Demek ister ki, her nasıl olduysa oldu, Deniz Yağan aday oldu seçildi, her ne kadar CHP’den de olsa. Ailesi sağlam. Ama CHP’lilere gelirsek, uçkuru gevşek, sarhoş insanlar…
Bu konudaki bilgisi nedir bilemeyeceğim ancak DP iktidara gelirken bu argümanı kullandı hep, sonrasında da…
Bir başka deyişle, CHP’nin kurucuları Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’nün uçkuru gevşekti.
Bu iki tarihi kişiliğin niteliklerini bilir mi acaba?
Örneğin Atatürk; ana dili olan Türkçe dışında Arapça, Almanca, Fransızca, Farsça, Bulgarca, İngilizce ve Rusça dillerini biliyordu.
Burada önemli olan, Kuran’ı okuduğunda Arapçasından, anlayarak okuyordu. Ali Erbaş gibi kendisine Arapça soru soran gazeteciye “Ne dedi bu” diye yanındakilere dönmüyordu.
Onların özel hayatlarında hiçbir leke yoktu, evlerinde Kuran da okurlardı, reklam etmezlerdi camilerde…
İsmet İnönü ise, iyi derecede Fransızca, konuşabilecek düzeyde İngilizce ve derdini anlatabilecek kadar Almanca biliyordu.
Yani van minüt deyip orada kalmıyorlardı.
XXX
Hatırlayın; “Kulya Eyyühel Kafirun” diye başlar ve her namazda okursunuz.
Bu surenin son iki ayeti de şöyledir…
5. "Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz."
6. "Sizin dininiz size, benim dinim de banadır."
Demek ki neymiş, sen kendi inancına bak, başkasının inancına burnunu sokma…
Bir de ilginç bir inanış var, İslam’ım şartı kaç diye sorarsınız, 5 derler ve sayarlar, Kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek…
Bunlar, Kuran’da inananların Allah’a kulluk ettiklerini göstermek için yaratana karşı görevleridir ve sadece kendilerini ilgilendirir.
Ayrıca, Kelime-i Şahadet, bir kez söylendikten sonra inanmış olmak için yeterlidir. Oruç, zekât ve hacca gitmek, kişinin içinde bulunduğu şarta bağlıdır. Yoksa şartları, farz da değildir.
Diğer yandan, namaz ibadetinin kazası olmaz, her şart altında kılınması şarttır, bu da nas meselesidir.
Oysa esas İslam’ın şartı yine beştir ancak şöyledir.
İnsana saygı duyacaksın, insanları ve canlıları seveceksin, onlarla muhabbet edeceksin, onlara merhamet edeceksin ve aralarında adalet ile davranacaksın…
Yüce Allah, insanlardan en üst düzeyde “Ahlak” kurallarına uymalarını emreder. Bu kurallara tam anlamı ile uyanların da ahlakı yerindedir.
O nedenlerle bırakın saçma sapan saplantılarınızı, doğru yapmak istiyorsanız, buyurun Kuran burada ama anlayarak okuyun.
Yusuf Suresi 1 ve 2. Ayetler:
1.Elif Lâm Râ. Bunlar, apaçık Kitabın âyetleridir
2.Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik.
XXX
İşte tüm bu nedenlerle, nerede durduğunuzu, ne durumda olduğunuzu ve haddinizi biliniz…
Kuran’ı ve ayetlerini de yok sayacaksanız eğer, dönüp kendinize bakın önce…
XXX
Yazımı bağlamadan önce, MHP’nin grup toplantısını bekledim. Bakalım Devlet Bahçeli Pınarbaşı seçimlerinin sonuçları için ne diyecekti.
Sakince sonucu kabullendiğini ortaya koydu, sonunda yine dayanamadı bilindik üslubu ile konuşmasına devam etmiş, saldırı da bir savunma şeklidir anlayışını sürdürerek oraya buraya tehditlerini esirgememiştir.
Aslında şaşıracak bir şey yoktu bunda, çünkü atacak barutu kalmamıştır.
Evet, izledim, yine gülerek ama.
XXX
Dipnot: Değerli okurlarım Çarşamba ve Perşembe günleri hastane programın olması nedeniyle yazılarıma iki gün ara vereceğim. Bağışlamanız dileği ile…