Tarihin en sıradışı liderlerinden Korsikalı Napolyon Bonapart, savaşı kazanmak için 3 şey lazım demiş ve saymış: PARA, PARA, PARA! Artık herkes veya büyük bir çoğunluğumuz Napolyon felsefesini benimsiyor: Artık, yalnız muharebeleri değil, bütün savaşları kazanmak için 3 şeyin gerektiğine inanılıyor: PARA, PARA, PARA!
Bir de söz ve müziği Şanar Yurdatapan’a ait Rüçhan Çamay’ın söylediği şarkı var, nakaratında şöyle der.
“Para… Para… Para… / Varlığın bir dert, yokluğun yara…”
XXX
Allah’a şükür ki, dert edinecek kadar para sahibi değilim.
SSK tarafından ödenen ve ucundan da icra yolu ile kendisine kestiği ve sonuçta cücük kadar kalan emekli maaşımın dışında bir gelirim yok.
Yani…
Yokluğu yara…
Diğer yandan yaşama savaşını kazanmak için en önemli şeyin, öğrendik ki “Para… Para… Para...” imiş
XXX
Bu hafta Pazartesi, Hacettepe Onkoloji Hastanesi’nde rutin kontrol için kan verdim.
Çıkan sonuçlara göre, kansızlık durumum had safhada…
Acilen bir ünite kan almam gerektiği söylendi ama haricen söylendi.
Nereye başvurduysam, “Önce muayene, sonra doktorun izni üzerine kan verilebilir” denildi…
Şehir hastanesine gitmem, boyumun ölçüsünü aldım…
Sonunda, sürekli kontrolü altında olduğum doktorumun da yardımı ile Ankara’nın gerçekten saygın hastanesine gittim.
Elbette hizmet muhteşem…
Hele ki benim gibi ayakta durmaya mecali olmayan hasta için…
Sabah saat 9 gibi gittik, öğleden sonra 13.30 gibi çıktık, bir ünite kan verildi sadece…
Taburcu işlemi yapıldı, aracımızla eve dönerken eşime sordum; “Kaç lira ödedik?..
“Tahmin et” dedi…
Ben de üç bin liradan başlayan tahminlerime, “Çık… Çık…” diyerek 10 bin liraya kadar çıktım. Sonunda bana “9 bin 500 lira ödedik” demez mi?
Gülmeye başladım…
“Eve gidek de üstüne bi sade kahve içek, iyi gelir” diyebildim sadece…
Elbette hastaneyi sorgulayacak değilim.
Bir ünite kan, o da Kızılay’dan olmalı. Geri kalanı ise hizmet bedeli…
Kızılay da kanı satıyor mu? Sorgulanmalı…
Temmuz ayında alacağım emekli maaşımdan, bugüne göre geriye 256 lira kaldı. Temmuz ayında zam ne gelir elbette bilmiyoruz.
Dert olacak varlık içinde değilim dediğim gibi ama yokluğu bu seviyede olunca, aklıma gelenleri sayıp dökerken, sağlık hizmetlerinin geldiği noktayı vurgulamaya çalıştım.
Değilse, benim derdimden kime ne ki?
XXX
Sevgili kardeşim, dostum İlhan İNCETÜRKMEN’e emeklerinden dolayı çok teşekkür ederim.
Bu da günlük telaşım ve mücadelelerim arasında beni anlatan çok güzel bir karikatür…
Tekrar teşekkürler…