Rahmetli Orhan Boran’ın bir proğramı vaardı.
Sahneye davet ettiği konuklarına önce: “Sorulara evet veya hayır diye cevap vermeyeceksiniz. Emme basma tulumba gibi kafanızı sallamayacaksınız. Makul, mantıklı, anlamlı ve anlaşılabilir cevaplar vereceksiniz” der, sorularına başlardı.
Bu yarışmaya katılan on kişiden dokuzu, mutlaka evet ya da hayır kelimelerini kullanır ve yarışı kaybederdi…
Yazımın başlığını, yazıya başlarken o yarışmayı hatırladığım için koydum.
XXX
Gelelim bizim başlığın konusuna…
Siyaseti takip edenler, Cuma günü saat 14’e kilitlendiler. Elbette biz de o saati beklemeye başladık, bakalım Özgür Özel ne diyerek CHP Genel Başkanlığına adaylığını nasıl açıklayacak?
Konuşmasına başladığında, kim olduklarını, kim olmadıklarını alt alta sıralayan açıklamalarda bulundu ki, bu açıklamalar, CHP’de genel Başkanın kim olacağı değil, CHP’nin nasıl yönetileceğini, yönetilmesi gerektiğini anlattı, tamamının altına imzamı atar ve “evet… Değişim olacaksa, bunlarla değişime başlanmalı” derim…
Ayrıca çok daha önemli, mantıklı, manalı ve anlaşılabilir olması için, CHP için zorunlu olan cümleyi dekurdu…
“Parti içi iktidarı kazanmak için değil, partimizi iktidar yapabilmek için CHP Genel Başkanlığı’na adayım.” dedi.
Bir de slogan açıkladı: “Değişimim yüzyılı, yüzyılın değişimi” idi slogan.
Aslına bakarsanız, bu slogan da çok şey anlatıyordu ama, içi dolu mu boş mu orasını ilerleyen günlerde göreceğiz.
Eğer genel başkan seçilirse…
Çünkü Özgür Özel; Cumhuriyet ilkelerinden, devrimlerden, demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden, ekonomik bağımsızlıktan söz ediyordu.
Bu konular, rehmetli İsmet İnönü ve Bülent Ecevit’ten sonra korkulu konular olmuş, “Dinsiz CHP” damgası yememek için kapatılan konular olmuştu.
Peki, Özgür Özel, korkusuzca bunların üzerine gidebilecek mi?
Örneğin ülkem insanını tarikat ve cemaat kıskacından kurtarıp, bilimsel ve doğru İslam dinine yönlendirebilecek kadroyu kurabilecek ve bu kadroyu da siyaset dışında tutabilecek mi? Laiklik ilkesini uygulamakta kararlı olabilecek mi?
Daha da önemlisi, Türkiye genelindeki teşkilatlara seçilenler, aynı düşüncelerde olacaklar mu? Çünkü 1950 yılından bu yana, köprülerin altından çok sular aktı. İdealler, kuruluş inançları ve görevleri unutuldu. Herkesin derdi, genel merkezde de olduğu gibi, koltuk nasıl kazanılır ve korunur oldu. Bana dokunmayan bin yaşasın görüşü daha geçerli oldu.
Günlerden beri bu köşeden CHP hakkında yazılar yazıyorum…
Bu yazıları Kayseri CHP İl ve İlçe teşkilatları, hatta Kayseri Milletvekili okumuyorlar mı da bir gün de bana bir şekilde ulaşıp, “Senin söylediklerin yanlış veya şurası yanlış diye cevap veren oldu mu?
Yok, olmadı…
Ne demektir bu, uyarılarınızın ve eleştirilerimizin hepsi de doğru.
Ayrıca bir gerçek daha var siyasette…
Siyaset dünyasının öylesine kirli ve karanlık dehlizleri var ki, oralarda neler dönüyor, karşınıza neler çıkacak bilemezsiniz ve bilmeniz de mümkün değil
Tamam, Özgür Özel genel başkanlık için adaylığını açıkladı.
Adı gibi, “Özgürce” açıkladı da, kurultayda onu aday gösterecek yeterli sayıda delege çıkacak mı?
Hadi çıktı diyelim…
Dehlizlerden gelen sesler, Özgür Özel’in genel başkan olmasına izin verecek mi? Önünü açacak mı? Hadi gel “Değişimi gerçekleştir, CHP’yi kuruluş ayarlarına geri döndür” diyecekler mi?
Ben bundan çok emin değilim, hele Kemal Kılıçdaroğlu’nun rahatlığını görünce ve ben zaman zaman “Yanılmış olmayı isterim” dediklerimden biri de bu kurultay sonucu iken…
Aslında yazıma başlık için düşündüğüm cümle şu idi…
“İt ürür, kervan yürür…”
Bu cümleden sonra sorulacak sorular olabilirdi ve ben cevap veremeye bilirdim. Yanlış anlaşılmamak için yazamadım.
Orhan Boran’ı anımsatacak başlık koydum.
Mantıklı, manalı ve anlaşılır dedim başlıkta. Bakalım CHP içinde mantıklı manalı ve anlaşılır şekilde kim konuşacak ve ülkenin geleceğine yönelik davranışlar içinde bulunmak için Özgür Özel ile birlikte olacak?
Merakla bekliyor olacağız…