Yazımın başlığı her ne kadar William Shakespeare’in “Hamlet” oyunundaki “Olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu…” sözüne benzedi.
Hamlet adlı oyununun sözde ‘Rahibe Manastırı Sahnesi’nde Prens Hamlet'in yaptığı bir konuşmadır.
Düşünmek, insanlara özgü bir davranıştır.
Ne derler?
“İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşırlar” diye.
Ne var ki toplumun bir bölümü, düşünmeden yaşamayı kendilerine daha uygun görüyor, kendilerini düşünmeden yaşamaya bırakmayı rahatlık sayıyorlar.
Örnek vermek gerekirse, Yüce Allah Bakara Suresi 269. Ayette şöyle diyor…
“Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.”
Günlük yaşantı içinde de insanın, düşünerek hareket etmesi, hareketlerini, sözlerini, eylemlerini düşünüp, ölçüp biçip ona göre davranması, kendisi için en hayırlı olan davranıştır.
Bu konuda benim özetle düşüncem şöyle…
Her an düşünme hali içinde olup beyni sürekli yorsak da düşünmemekten daha sağlıklıdır…
Yani; düşünmek ya da düşünmemek, bütün mesele topluma bu durumun yansımadaki sonucudur.
XXX
O zaman geriye dönüp bakalım ve sorgulayalım.
Çünkü sorgulamak da düşünmenin ayrılmaz bir parçasıdır…
Düşünerek ve sorgulayarak hareket ediyor muyuz?
Ben, kişisel olarak toplumun böyle bir haslet (Davranış ) içinde olduklarını pek düşünemiyorum.
Derseniz ki “Sen kendine ait konuları düşün, başkasına ne karışıyorsun?”
Haklısınız ama…
Düşünmeyen toplumların, geriye kalanlar üzerinde oluşturdukları olumsuz haller, bizi de etkiliyor, bu nedenle her şeye burnumuzu sokma ve itiraz etme hakkını kendimize hak olarak görüyoruz, en azından ben öyle görüyorum.
XXX
Güne bu pencereden baktığımda da, günümüz toplumunun düşünmeden hareket edebiliyor olması, topluma büyük zararlar verdiğine tanık oluyorum.
İşte bu düşünceler içinde de gerçekten “Düşünmek ya da düşünmemek, işte bütün mesele bu” diyorum.
Ne var ki, toplumun “Düşünen” kesimi, hep kendi düşünüyor, kendi dinliyor ve yapıyor ancak yetişmiyor yaşamın düzelmesi için çalışmaya ve sonuç almaya…
Ülkemizim bugün içinde bulunduğu sıkıntıların hemen hepsi, toplumun düşünmek yerine, düşünmemek davranışlarının sonucu olarak ortada.
“Ya hu arkada, sen de her şey, toplumun üzerine yıkıyorsun, başkasının bu işte bir dahli yok mu?” diye sorarsanız, hayır yok.
Eğer “Hâkimiyet, kayıtsız şartsız milletin” ise ortaya çıkan olumlu ve olumsuz durumların sorumlusu da düşünemeyen beyinlerle yaşayan bir bölüm toplumun tam da kendisidir.
Toplum görevini gereği gibi yerine “Düşünerek” getirmedikçe, sorunlarına da katlanmak zorunda kalır, tam da bugünkü koşulları yaşadığımız gibi.
Biraz kaba olduğu için burada yazmayacağım ama “Düşün düşün…” diye başlayan söze siz itibar etmeyin, çünkü düşünebilmek Allah’ın emridir…