Ne zaman Anayasa değişikliği konusunun başına “Yeni” getirilerek gündeme sürülse, biz de yapılacak Anayasanın “Yeni” değil, değişiklikten ibaret olduğunu vurguladık durduk.
Anayasayı değiştirebilirsiniz, ancak ilk dört maddesi hariç…
Beşinci maddeden itibaren toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde olması kaydıyla, baştan sona değiştirebilirsiniz ki, “1980 Anayasası” olarak anılan hazırdaki anayasanın o anayasa olmadığı, bugüne kadar birçok maddesinin değiştirildiği, bugünkü Cumhurbaşkanlığı sisteminin bile yapılan değişiklikle gerçekleştiği bilinmektedir.
Başlangıç ve ilk dört maddesini değiştiremez, değişimini teklif dahi edemezsiniz, çünkü TBMM çatısı altında görev yaban bu meclis, bu anayasa hükümlerine göre görev yapmakta ve bu anayasayı beğenmese de uymak zorundadır.
Ayrıca yapılacak değişiklikler de ya 400 oyla doğrudan meclisten geçebilir ya da 360 oy ile halk oylamasına sunulabilir.
Bugünün meclis aritmetiği, bu iki olanağı da birliktelik sağlanamazsa değişiklikleri yapma olanağı yoktur.
Diyelim ki 360 sayısını bulundu, bakalım toplum istenmeyen maddeleri kabul edip değişiklikleri da onaylayacak mı?
Neden böyle sordum?
Çünkü TBMM çatısı altında, AKP kanatları altında girerek görev yapan HÜDAPAR adlı parti, ilk üç maddenin de değişmesini istemektedir.
Ancak bu taleplerini ortaya koyarken, yapmak istedikleri değişikliğin de metnin ortaya koysalar, toplum ne yapılma istendiğini önceden bilse…
Bilemiyoruz ve söylemlerinin altından da bugünkü 2. maddenin çok gerisinde kalan bir anayasa olacağı kanısındayız, kaygısındayız.
Elbette ortaya net bir metin koyup topluma anlatmadıkça, tahminlerimizi de sıralamak istemiyoruz ama ne olacağı konusunda az çok bilgi sahibiyiz.
XXX
Anayasa gündeme gelecektir…
Metni ise tam olarak milletin önüne serilecek ve bilgi sahibi olmamız istenecek midir, orasını şimdiden bilemiyoruz.
Ama oldubittiye de getirilmesine izin verilmeyecektir.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da, ilk dört maddenin gündeme getirilmesinin, anayasa değişikliği yapılırken bir faydasının olmayacağını açıkça ifade etmiştir de.
Ya da ilk üç maddeyi değiştirmek isteyenler, TBMM çatısı altında, tutanaklara geçirilmek üzere, “Biz böyle düşünüyoruz” diyerek, yani teklif olarak değil, gelsinler açıklasınlar, görelim, görelim ki belki de dedikleri gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin daha aydınlık günlere taşıyacak bir teklif olur, beğeniriz.
Ama derseniz ki 2. Maddede “ Türkiye Cumhuriyeti Devletinin niteliği İslam Cumhuriyetidir”, diye onu yapamazsınız, izin verilmez.
Ama beşinci maddeden itibaren demokratik, özgür ve özgür düşünceye olanak verecek bir devlet olması yolunda değişikliklere her zaman varız.
XXX
Dünkü Adli yılın açılış töreni izlediniz mi bilmiyorum.
Törende yapılan konuşmalar ile topluma verilecek mesajlar çok önemli, kaçırmayın, umarım izlemiş olursunuz…
XXX
Müslüman, ibadetini gizli yapar, günahları da gizler.
Her hangi bir yerde konuşmaya başlarken yüksek perdeden besmele çekmek, o kişinin mükemmel Müslüman olduğunu göstermez.
İyi bir Müslüman, nasıl ki ifrattan, ihtişamdan ve israftan kaçınıyor ise, ibadetinde de gösterişten kaçınmalıdır.
Buyurun size Kuran’dan önemli bir ay et…
Bakara Suresi 271. Ayet: “Sadakaları açık olarak verirseniz bu ne güzel! Şayet onu yoksullara verirken gizlerseniz bu sizin için daha da hayırlıdır ve sizin bir kısım günahlarınıza kefâret olur. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”
Bilmem ne demek istediğimizi anlatabildik mi?