Anlatıyor…
“Bir kavanozun içine 100 tane siyah karınca, 100 tane de kırmızı karınca koyarsanız, bir şey olmaz…
Ama kavanozu elinize alır da sallarsanız, siyah karınca kırmızı karıncayı, kırmızı karınca da siyah karıncayı düşman sanır ve savaşmaya başlarlar…
Gerçek hayat da aynı bunun gibidir.
Erkek, kadına karşı…
Siyah beyaza karşı…
Genç yaşlıya karşı
İnanç bilime karşı.
Cahil, bilene karşı
İktidar ve muhalefet birbirine karşı…
İlginçtir ancak muhalefet de muhalefete karşı…
Düşman kabul eder ve savaşırlar.
Mesele, kimin kiminle ne için savaştığına değil, kavanozu kimin salladığına bakmak gerekir…”
XXX
Ben de şimdi soruyorum…
Laik, demokratik, sosyal hukuk devletini savunan…
Özgürlükten ve gelişimden yana olan…
Hukukun üstünlüğünü benimseyen…
Ülkesinin bütünlüğünü savunan…
Kendisini, bu düşünceler ile ve vatandaşlık bağı ile Türkiye Cumhuriyeti Devletine bağlı olarak kabul eden…
Ama aynı kavanoz içinde olup da birbirlerine düşman gözüyle bakan ülkem insanlarına soruyorum…
Kavanozu kim sallıyor?
XXX
Aslında günlük hayatımızı düşünüp, aklımızı da kullanarak yorumlayacak olursak, kavanozun kimin ya da kimlerin elinde olduğunu çok rahatça görürüz.
Konu, dikkatli bakmak ve görmek ile ilgili.
Eğer hayata şaşı bakarsanız, hayat da size şaşı bakacaktır.
Eğer hayata umursamazlıkla bakacak olursanız, hayat da sizi umursamayacaktır.
Eğer aklınızı kiraya verirseniz, biliniz ki hayat da sizin aklınızı alacaktır.
İnsanlarımız ne yazık ki yaşadıklarını görmezden geliyor, ya da aklını kullanmayarak göremiyor, gözlerinin önüne çekilen perdeleri kaldıramıyorlar.
O zaman dönüp de kendilerine baktıklarında, kavanozunun içinde ayrıca kendi kendilerine kavanozu sallıyor, birbirleri ile savaşıyorlar.
Ne kadar acı değil mi?
Sallatmayın, sallamayın şu kavanozu da rahat ve huzur içinde yaşayalım n’olur…