Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü…
Bizlere hediye ettiği cumhuriyet devletime, o devletin kurulu olduğu vatan toprakları üzerinde yaşarken, minnet duygularımızı belirtmek istiyorum…
Önemli olan, her yıl anmak değil, minnet duygularımızı belirtmenin ve anmanın yanında, ilkelerine sahip çıkmaktır.
İlkelerine ve düşüncelerine sahip çıkmak ve anlamak, devletin devamlılığını ve vatan topraklarının bağımsızlığı sağlamakla eş değerlidir.
Kuru kurya saygı ve minnet duygusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün asla kabul etmeyeceği davranıştır.
Bu inançla; ilkelerine, devrimlerine, vatan toprağına, bayrağıma sahip çıkmaya ömrüm oldukça devam edeceğim Atam.
Bu inançta hala çok kişi var, sen rahat uyu…
XXX
SALLA… SALLA…
Biliyorsunuz, kanıksamamış olmanızı da umuyorum, beni bu huyumla da tanıdınız. Bazen yazımın başına otururken, kafama bir şarkı veya türkü takılıyor ki hiç sormayın…
Aslında kafama takılmasının nedeni, belki içeriğinin beki de bir sözünün yazım ile ilinti kurmamdan kaynaklanıyor.
İşte Sezen Aksu’nu bu şarkısı da onlardan biri…
Bir zamanların dillerden düşmeyen şarkısı idi ve nakaratında: “Cihan da böyle yanıyor yansın
Yosmam salla…”
Şarkı biterken “Salla… Salla… Salla…” diye bitiyor.
XXX
Şarkıyı yazımda nereye oturtacağıma gelince…
Günlük hayatın içindeki her türlü olaylara yerleştirmek mümkündür.
Çünkü herkes sallıyor birader…
Aslında “Salla” kelimesini iki şekilde kullanabiliriz.
Birincisi; konuşma içerisinde, konuşmanın içeriğini “Sallama” olarak…
İkincisi de bir şekilde “Kıvırttırmak, kıvırmak” olarak da düşüne biliriz.
Hemen her alanda “Sallama” veya “Kıvırtma” eylemine tanık olabilmek olası…
Bir de “Salda” dansı yaparken “Sallama” var ki, bak işte o pek keyifli her ne kadar o dansı yapmayı bilemesem de.
XXX
Gündem, elbette CHP’nin değişim düşüncesini savunarak yapılan genel kurulunda, seçimle ilk kez genel başkanın değiştirilmesi…
Aslında CHP’de her şeyi aslına uygun olarak, kuruluş ayarlarına döndürme çabasıyla değiştirmek mümkün de bir şeyi kesinlikle değiştiremezsiniz…
Şero…
Televizyon kanalları, Şero’yu çekmişler. Şero, masasının üzerine uzanmış, mırıldanıyor. Kim bilir neler söylüyordur, bir anlaya bilseydik…
Kuyruğunu bile sallamıyordu mırıldanırken.
Sadece mırıldanıyor ve belki de bir şeyleri öncelikle yeni kadrolara ve sonra da topluma…
Hayvanı sevenler, hayvanlardan her hangi birini besleyenler, bakıp büyütenler, arkadaş olanlar çok iyi bilirler ki, hayvan eğer kuyruğunu sallıyorsa, seviniyordur doğru şeyler yaptığınıza.
Eğer kuyruğunu sallamadan yüzünüze anlamlı anlamlı bakıyor, başını bir yana deviriyorsa, bilin ki yanlış bir iş tutuyorsunuz.
Şero, siyasetin içinde var ve var olmaya ömrünün sonuna kadar devam edecek…
Sallamadan, kıvırtmadan, mırıldanarak anlatarak…
Önemli olan ne bilir misiniz?
O mırıltılardan ne anladığınız…
Elbette toplum bir kedi değil.
Değil ama sürekli mırıldanma halindeler.
İşte siyasetçinin ve özellikle CHP’nin yeni kadrolarının görevi, toplumun mırıldanmalarının şifrelerini çözerek, geceleri yastıklarına başlarını huzur içinde koymalarını ve güzel bir uyku ile sabaha neşe içinde uyanmalarını sağlamak olmalıdır.
İşte Şero, bunun için çok önemli…