Kayseri, muhafazakâr bir ilimizdir.
Ancak, inancını kendi içinde mütevazi bir şekilde, abartmadan, yaşar.
Bir başka anlatımla, yobazlık boyutuna vardırmamıştır bugüne kadar.
Seçimlerde karnı sırtına yapışsa da, yanlış olduğunu düşünse de yine gider, din söylemi ile iktidar arayışında olanlara oyunu verir.
Bu da kötü yanıdır.
Amma yobazlık mı?
İşte o yoktur.
Laik, demokratik, sosyal hukuk devletinden yanadır, bayrağını, vatanını sever ve bu uğurda canını verir, vermesini bilir, bundan kaçmaz, kaçınmaz.
Ne var ki bu sıralarda bir takım yobaz türleri, Kayseri’de de görülmeye başladı.
Bu sürünün amacı, devleti, şeriat devleti haline getirmektir, aynı Suudi Arabistan ve İran gibi, hatta tüm Ortadoğu coğrafyası gibi.
Bu coğrafyada bir süreliğine yaşadığım için biliyorum, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sevmezler.
Gerekçeleri ise, alfabeyi değiştirmiş, ezanı Türkçe okutmuş, kadınlara seçme seçilme hakkı vermiş gibi söylemlerdir.
Bu konuda elbette ön teker nereden giderse, arka teker de oradan gider, ancak gittikleri yol da yol değil, ucu uçuruma çıkar.
Ülkemizde Atatürk’ü anlamayan var mı?
Olmaz mı, sürüyle…
Okuma özürlüdürler, hatta Arapça dilinde anlamadan Kuran okurlar da kuranın ilk emrini bilmezler.
Alâk Suresi1. Ayet: “Yaratan Rabbinin adıyla oku!”
Bu yobaz sürüsü, kaptırmıştır kendilerini ve yakalarını din tüccarlarının, inançları da yalandır, inandıkları da yalan.
Garip olan taraf, Atatürk’e sözlü veya heykellerine fiili olarak saldırdıklarında, gerçekler yok olacak, tüm inananlar o yobaz, boş, yanlış, din dışı inançlarına uyacaklar.
Umuyorlar ki bir gün şeriat devleti oluruz.
Olmayız, olamayız, olduramazlar.
An azında aradan en az üç-dört nesil geçene kadar. Çünkü bugününün nesli, buna izin vermeyecektir.
XXX
Bildiğiniz gibi, bugüne kadar vardı ise de ben duymadım, Kayseri’de alenen Atatürk anıtına saldırı olmamıştır.
Hem de güpegündüz.
Kim bunlar?
Kayseri’ye nereden geldiler?
Çünkü Kayseri’nin yerli ahalisi, bu kadarını yapmaz, yapılmasına da izin vermez.
Söylenenlere göre dayı yeğen miymiş ne.
Tutuklanmışlar ve cezaevine konmuşlar.
Şimdi iddianameleri hazırlanacak ve bir ceza alacaklar.
Alacakları ceza, ülke genelinde caydırıcı olacak mı?
Sanmıyorum…
Birileri koruyacak, az bir ceza verilecek, o da bir sabıkaları yoksa tecil edilecektir.
Veee…
Gelecek günlerde nasıl olsa cezası yoktur diye sayıları da artacaktır.
XXX
Geçenlerde yazdım, Atatürk, çok ileri seviyede Arapça bilirdi.
Kuran’ı Arapça dilinde okuduğunda da anlardı ama ülkesinin insanları anlamıyordu.
Bunun üzerine Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’a Türkçeye çevirtti ki, okuduklarını anlasınlar, ibadet ve ibadetlerini ona göre yapsınlar diye.
Yetmedi…
Şimdi, Atatürk’ün adını bile ağzına almayan, Arapça bilmeyen birinin başında bulunduğu “Diyanet İşleri Başkanlığını” kurdu ki, vatandaşa dini doğru yerinden anlatsın, cemaatlerin, tarikatların meczupların eline almasınlar diye.
Bir başka acı gerçek ise, okullara din eğitimi altında sakın bir sistem soktukça, toplum arasında ateistlerin ve deizmlerin giderek arttığıdır.
Son söz olarak şunu ifade etmek istiyorum…
Kayseri halkı, bu çukura düşmeyecektir, inancım bu yönde…