Adımlayalım…
Yok, öyle hesapsız adımlamayacağız, hesap ederek adımlayacağız biz.
Bir…
İki…
Üç…
Ve 10, sonunda 11. adıma geldiğimizde, karşımıza bir sandık çıkacak.
Hah, işte o sandık var ya o sandık, tek gözü kapalı korsanın hazine sandığı değil, içinde sizin geleceğinizin oluşacağı sandık…
Meydanlarda söylenenlere kulak asmayın…
Geldiğiniz ekonomik ve sosyal koşulların sizi nereye getirdiğine bakın, düşünün ve aklınızı kullanarak seçimizi yapın.
O seçim ki, sizin geleceğinizi şekillendirecek, düşünün, iyi düşünün…
XXX
Sandık başına vardığınızda, elinize birkaç tane pusula tutuşturacaklar ve bir de mühür verecekler.
İşte o mühür, bağımsızlığınızın mührü olacak.
“Hakimiyet, Kayıtsız şartsız milletindir” sözünün mührüdür o…
Tabi bir metreden daha uzun olan o pusulalara nasıl şaşırmadan mühür basarsınız, nasıl katlarsınız, nasıl zarfa sığdırırsınız da sandığın deliğinden içeri nasıl sığdırır atarsınız, orasını bilemem…
XXX
Pusula deyince…
Baktım neden bu kadar uzun diye.
Adını sanını bilmediğimiz o kadar parti var ki, hepsi orada boy göstermiş, aklıma takıldı, neden böyle diye…
ABD’de de o kadar çok parti var ki, ancak iki parti seçimlere girebiliyor.
Bizdeki ölçü ya da ölçüsüzlük nedir ki bu kadar parti var ve neredeyse hepsi her zaman seçime girebiliyor.
Araştırdım ve bilene danıştım.
Sorun partilerde değil, Siyasi Partiler ve Seçim Kanununda…
Bi defa canı isteyen parti kuruyor, toplam il sayısının yarısından bir fazlasında teşkilatı kuruyor, seçim gününden altı ay önce kongrelerini bitirmiş oluyor ve o pusulada yer almaya hak kazanıyor.
Bir engel var mı?
Yasaya göre yok ama…
Bu kanunların biri 1961 yılında diğeri ise 1983 yılında kabul edilerek yürürlüğe girmiş.
Bir başka anlatımla, her ikisi de darbe sonrası ortaya konulan kanunlar…
Siyasi Partiler ve Milletvekili Seçim Kanunu ile Seçim kanunun artık güncelliğini yitirdiği ortadadır.
Her üç kanunun da gündeme getirilerek yeniden yapılacak düzenleme ile seçimde sıfır bile altında oy alan partilerin seçime girmesi engellenirken, siyasi parti kurulmasının da kurallarının gözden geçirilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Örneğin, en son girdiği seçimde, belli bir oranda oy alamayan partiler, bir daha seçime girememeli…
Demokratik olur mu?
Sizce bir metreden uzun oy pusulaları demokrasinin göstergesi mi?
Bence değil, demokrasi ölçüsü metrelerce uzun oy pusulası olmamalı…
Haaa…
Bir de şu var…
Yürürken lön lön yürümeyin gülünç oluyor!