Bazı şarkılar veya türküler vardır ki, hem olayları anlatır hem de muhataplarının görünüşünü. Ancak o görünüşe aldanmamak gerekir…
Erzincan’ın İliç ilçesinde SSR şirketine ait altın arama sahasında, kuralları hiçe sayarak yapılan işlemlerin büyük bir toprak kayması olduğu ve bunun sonucunda da 9 çalışanın toprak altında kaldığını haberlerden izliyoruz.
Elbette konu, bire bir araştırma olanağından yoksun olduğumuz için, basın haberlerinden aldığımız bilgiler ile yetiniyoruz. Doğrudur veya yanlıştır, vebali onlara.
Ancak ortada bir gerçek var ki, toprak kaymıştır, altında da 9 işçi kalmıştır…
Allah, ailelerine sabır versin, başkaca ne denebilir ki? Elbette kurtarılmaları da en büyük dileğimiz…
Olay şimdilik bu…
XXX
Bu durumda ne beklenir?
En azından doğru bilgilerin, yetkili ağızlar tarafından millete açıklanması beklenir. Hiç değilse, ora ahalisine, heyelan altında kalan işçilerin ailesine…
Yine tv kanallarına konuşan işçi yakınları hiçbir sonuç ve bilgi alamadıklarını beyan ediyorlar.
Yönetim, şirket sorumlularının Türkiye’de olmadıklarını söylerken, onlarca araç ve gerecin sahada kurtarma çalışması yapmakta olduğunu belirtiyor.
XXX
Sorumlular yok, Çalışma Bakanı ile İçişleri Bakanı oradalar. Bazı milletvekilleri de.
Sadece hükümetten bir bakan eksik…
Çevre ve Şehircilik Bakanı…
Mehmet ÖZHASEKİ…
Neden yok, neden olay sahasına gitmedi?
Oysa kendi bakanlığını yakından ilgilendiren bir olaydı…
Bir tv kanalına yorum yapan vatandaş, şöyle açıklama yapıyor.
“Sorumlu olan kişi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı KURUM…
Onu yıpratmamak için ÖZHASEKİ’nin olay mahallinde olmasını ve olayın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilişkilendirilmesi arzu edilmiyor…
Doğru bir tahmin mi?
İşte orasını bilemedim.
Bildiğim, ilgilendirir, orada olmalıydı.
Tamam, olsa n’olacak olmasa n’olacak?
Soru doğru da cevabı nasıl verirseniz verin, doğru olmayacak…
İşte bu düşünceleri kafamda dolandırırken, o şarkı aklıma geliyor…
“Şu garip halimden bilen, işveli nazlı / Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?”
Bir de Özhaseki, konuşurken hep güler yüzlüdür ya.
O görüntüsüne de şu dizeler pek uyuyor canım…
“Tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm / Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen, neredesin sen?”
Neden gülüyorsunuz?
Biliyorum, acınacak halimize gülüyorsunuz da 9 işçinin sonucunu aldıktan sonra canımız yanmasa bari…