Din adına o kadar saçma söylemler işitiyoruz ki, düşünelim mi, gülelim mi ağlayalım mı, bilemedim…
Diyanet İşleri Başkanlığına sormuş bir vatandaş…
“Bir kadın, tek başına seyahat edebilir mi?”
Fetva verilmiş…
“Kadın, babası, erkek kardeşi veya eşi ile seyahat etmesinde bir sakınca yok. Ancak tek başına 90 kilometreden uzağa gitmesi caiz değildir…”
Gittiği yolun 89 km. olduğunu bilecek ve orada zınk diye duracak.
Belki de hedefe 10 metre kalmış iken, he mi?
XXX
Benim merak ettiğim şey şu: Bu fetvayı veren kişi, acaba nerede ve hatta hangi asırda yaşıyor?
Verdiği fetvaya göre kadın, Yüksekova Havaalanından uçağa binip İstanbul’daki çocuklarını ziyarete gidemeyecek, öyle mi?
Ya da Düzce’den otobüse binip Ankara’da yaşayan çocuklarının yanına gelemeyecek he?
Size diyecek bir şeyim yok.
Allah sizi bildiği gibi yapsın…
XXX
Öte yandan…
Bir gazete haberi…
“İsmailağa Cemaati'nden Hüseyin Çevik öncülüğündeki çok sayıda kişi, yılbaşı gecesi sokağa çıkarak yeni yıl kutlamalarını eleştirdi. Yürüyüşleriyle ilgili açıklamada bulunan Çevik, "Günahın zirve yaptığı gecede takkeli sakallı cübbeli genç ordumuzla sokaklardaydık. Sessiz yürüyüşümüz Müslümanların sesi oldu. Elhamdülillah Rabbim razı olduğu kullarından eylesin Âmin." dedi.”
Değerlendirmeyi geçtik de “…takkeli sakallı cübbeli genç ordumuzla…” ne demek oluyor?
XXX
Kuran-ı Kerim’in anlamını hazmetmişlerin değerlendirmesine bırakıyorum…
XXX
ANAMIN 75 KURUŞ HİKÂYESİ…
Zonguldak’ın kilimli nahiyesinde, komsuları ile Pazar alışverişine gitmeye alışan anacığım, bu alışkanlığını daha sonra da sürdürdü.
Kilimli’den Zonguldak’a taşındık.
İlkokul dördüncü sınıfa gideceğiz.
Okulumuz, evimizin tam karşısındaki Gazipaşa İlkokulu…
Evimiz de tam karşısında, limanı kuşbakışı seyredebiliyoruz
Evimiz de bilinen bir ev, “Haydar Babanın evi” diye anılır.
Bir tık yukarıda Zonguldak’ın ünlü Çelikel Lisesi var.
Gelelim anacığıma…
Anam, her hafta Terakki Mahallesi meydanında kurulan pazara gidiyor, alışverişini yapıp geliyor. Elbette patates soğan bittiği için, bu kez alışveriş listesinde patates ve soğan da var ama alışveriş filesi de birkaç tane…
O hafta Pazar alışverişinde yaprak almış.
Etli de sarmış…
Akşam, sarımsaklı yoğur ile bir güzel yedik.
Anam bir anda babama sordu; “Yarım kilo alıyorum yaprağı az geliyor, bir kilo alsam çok oluyor, ne kadar almam gerek?”
Babam, altından bir şey çıkacağını anladı ve “600 gram al” dedi…
Anam; “Yok olmaz” diye cevap verdi…
Babam “800 gram al o zaman” dedi.
Anam, “O da çok gelir olmaz dedi…
Dikkat ettim babam 700 grama pek yanaşmıyor, anam da farkında…,
Rakamlar bir aşağı bir yukarı gidip gelirken, anamın tüm sinirleri tepesine toplandı belli, patladı…
“75 kuruşluk gibi almak istiyorum” diye babama sertçe cevap verdi…
Babam, zaten bu sözü bekliyor gibiydi…
“Haaa…” dedi, “O zaman 750 gram alacaksın…”
Anama göre bir lira bir kilo idi, 75 kuruşluğun kilo olarak tanımını yapamıyordu…
Elbette ablam ve ben gülüştük ama anam, babamla bir hafta konuşmadı…
XXX
Rahmetli Anam ile ilginç anılarımız çok, zaman zaman anlatırım inşallah.
Din adına o kadar saçma söylemler işitiyoruz ki, düşünelim mi, gülelim mi ağlayalım mı, bilemedim…
Diyanet İşleri Başkanlığına sormuş bir vatandaş…
“Bir kadın, tek başına seyahat edebilir mi?”
Fetva verilmiş…
“Kadın, babası, erkek kardeşi veya eşi ile seyahat etmesinde bir sakınca yok. Ancak tek başına 90 kilometreden uzağa gitmesi caiz değildir…”
Gittiği yolun 89 km. olduğunu bilecek ve orada zınk diye duracak.
Belki de hedefe 10 metre kalmış iken, he mi?
XXX
Benim merak ettiğim şey şu: Bu fetvayı veren kişi, acaba nerede ve hatta hangi asırda yaşıyor?
Verdiği fetvaya göre kadın, Yüksekova Havaalanından uçağa binip İstanbul’daki çocuklarını ziyarete gidemeyecek, öyle mi?
Ya da Düzce’den otobüse binip Ankara’da yaşayan çocuklarının yanına gelemeyecek he?
Size diyecek bir şeyim yok.
Allah sizi bildiği gibi yapsın…
XXX
Öte yandan…
Bir gazete haberi…
“İsmailağa Cemaati'nden Hüseyin Çevik öncülüğündeki çok sayıda kişi, yılbaşı gecesi sokağa çıkarak yeni yıl kutlamalarını eleştirdi. Yürüyüşleriyle ilgili açıklamada bulunan Çevik, "Günahın zirve yaptığı gecede takkeli sakallı cübbeli genç ordumuzla sokaklardaydık. Sessiz yürüyüşümüz Müslümanların sesi oldu. Elhamdülillah Rabbim razı olduğu kullarından eylesin Âmin." dedi.”
Değerlendirmeyi geçtik de “…takkeli sakallı cübbeli genç ordumuzla…” ne demek oluyor?
XXX
Kuran-ı Kerim’in anlamını hazmetmişlerin değerlendirmesine bırakıyorum…
XXX
ANAMIN 75 KURUŞ HİKÂYESİ…
Zonguldak’ın kilimli nahiyesinde, komsuları ile Pazar alışverişine gitmeye alışan anacığım, bu alışkanlığını daha sonra da sürdürdü.
Kilimli’den Zonguldak’a taşındık.
İlkokul dördüncü sınıfa gideceğiz.
Okulumuz, evimizin tam karşısındaki Gazipaşa İlkokulu…
Evimiz de tam karşısında, limanı kuşbakışı seyredebiliyoruz
Evimiz de bilinen bir ev, “Haydar Babanın evi” diye anılır.
Bir tık yukarıda Zonguldak’ın ünlü Çelikel Lisesi var.
Gelelim anacığıma…
Anam, her hafta Terakki Mahallesi meydanında kurulan pazara gidiyor, alışverişini yapıp geliyor. Elbette patates soğan bittiği için, bu kez alışveriş listesinde patates ve soğan da var ama alışveriş filesi de birkaç tane…
O hafta Pazar alışverişinde yaprak almış.
Etli de sarmış…
Akşam, sarımsaklı yoğur ile bir güzel yedik.
Anam bir anda babama sordu; “Yarım kilo alıyorum yaprağı az geliyor, bir kilo alsam çok oluyor, ne kadar almam gerek?”
Babam, altından bir şey çıkacağını anladı ve “600 gram al” dedi…
Anam; “Yok olmaz” diye cevap verdi…
Babam “800 gram al o zaman” dedi.
Anam, “O da çok gelir olmaz dedi…
Dikkat ettim babam 700 grama pek yanaşmıyor, anam da farkında…,
Rakamlar bir aşağı bir yukarı gidip gelirken, anamın tüm sinirleri tepesine toplandı belli, patladı…
“75 kuruşluk gibi almak istiyorum” diye babama sertçe cevap verdi…
Babam, zaten bu sözü bekliyor gibiydi…
“Haaa…” dedi, “O zaman 750 gram alacaksın…”
Anama göre bir lira bir kilo idi, 75 kuruşluğun kilo olarak tanımını yapamıyordu…
Elbette ablam ve ben gülüştük ama anam, babamla bir hafta konuşmadı…
XXX
Rahmetli Anam ile ilginç anılarımız çok, zaman zaman anlatırım inşallah.