Şivesiz yazarsak, “Testi kırığı…”
Hikayeyi bilirsiniz…
Köye kahvesinde sohbet edilirken konu açılmış birisi, “İstanbul’da paranıza pulunuza, belinizdeki para kuşağınıza dikkat edin, yankesiciler kaşla göz arasında neyiniz var neyiniz yok soyup sizi soğana çeviriyorlar” demiş…
Bu söz, köylünün birinin kafasına takılmış, “Nasıl olur yahu” demiş, “İnsan belindeki para kuşağındaki parayı çaldırır mı?”
Yolu bir gün İstanbul’a düşmüş…
Beklinde para kuşağı…
İstanbul’da en olmadık yerlere girip çıkmış ve sonunda köyüne dönmek üzere otobüs garajına gelince, belindeki para kuşağını yoklamış, her şey yerli yerinde…
Aklına gelmiş kahvedeki sohbet; “İşte duruyor hepside, alan da olmadı, sapasağlam yerinde” diye böbürlenirken, yanından geçen biri; “Çok çaldık çığırdık, belindeki kuşakta desti gırığı çıktı” demiş…
Meğerse bizim akıllımız, belindeki kuşağa, para şekli gibi testi kırıklarını doldurmuş…
Her yoklayan, desti gırığını farkedince bırakıp gitmişler.
XXX
Bu hikayenin gündem ile ne ilgisi var?
Var, şöyle…
Kafamızı neye taksak, neyin üzerine gitsek, hangi umutlarla yola çıksak, sonunda hep hayal kırıklığına uğrayan, dar gelirli, küçük esnaf, memur, işçi ve hele hele emekli oluyor.
Yapılan vaadlere inanıp arkalarına düşüyor, sonunda bakıyoruz ki kandırılmışız.
Bugün (Dün) Disk, İstanbul Kartal Meydanı’nda her nasıl olabildiyse miting düzenlemiş ve “1 saate bile tahammülümüz kalmadı” diyor, gösteri yapıyor…
Meydan toplantısı 1 saat sürüyorsa, sonra ne oluyor?
Çalıp çığırsalar da, sonunda desti gırığı var, görmezler mi?
XXX
CHP’de il kongreleri başladı, Kayseri’de Feyzullah Keskin başkanlığında blok liste ile seçilenler göreve geldi. Seçicilerin seçme konusunda hiçbir etkisi yok, ortaya ne konduysa, sonuç da o.
Diğer illerde de üç aşağı beş yukarı, sonuçların bu şekilde alınacağı, kurultaya da bu sonuçlarla gidileceği yine üç aşağı beş yukarı belli…
O zaman, kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu yeniden genel başkan, şimdiden hayırlı olsun.
Çünkü CHP’de kimse “Değişim”e inanmıyor ya da “Sırası mı?” diye soruyorlar.
Önümüzdeki mahalli seçimlere bile iç kargaşadan odaklanamayan CHP’de, gemi nasıl olacak da “Güvenli limana” yanaşacak, merak ediyorum doğrusunu isterseniz…
Evet, ben değişimden yanayım ama kelle değişiminde yana değil, özünde değişimden yana, unutulmuş kuruluş ilkelerinden yana değişimden yanayım.
Değilse bu saatten sonra partinin başına bir Atatürk veya bir İnönü gelecek değil. Sadece ilkeler ile partiyi iktidara taşıyabilecek kadroya ihtiyaç var…
Baş olmak önemli değil, baş olanın sorumluları ve gittiği yol önemli…
Çalacağız çığıracağız, sonuçta göreceğiz ki kurultaydan da bir desti gırığı ile dolu kuşak çıkacak ortaya…
Bekleyin de görün…