Özetle söylemek gerekirse, Cumhuriyet’in kuruluşunun birinci günü idi…
Bilgisayarımın başına geçtim, yazacağım ama önce bir başlık atmam gerekiyordu. Sonra da atsam olur mu? Olur ama, başında atarsanız, yazı başlığa bağlı gider.
Ama ben, gönlümden geçen, istediğim başlığı atamıyorum.
Yazımı okuyun, yüreğimden geçen başlığı atabilecek misiniz bakalım…
XXX
Televizyonlarda, 29 Ekim Cumhuriyet’in 100. Yılı kutlamalarını tüm Türkiye genelinde izlemeye çalıştım.
Millet olarak, birileri ne kadar önemsizleştirmeye çalışsa da, 100. Yıl kutlamaları, bizim gençliğimizdeki gibi büyük coşku ile kutlandı.
Gündüzü bir başka coşkulu idi, gecesi bir başka coşkulu idi.
Bayrağını alan, gündüzünde de gecesinde de sokaklarda, meydanlarda, tören yerlerinde kendini gösterdi.
Cumhuriyetten yana kutlama gösterilerinde suskun değildi. Ama bir yerlere karşı suskunluğunu korudu. Sabrını korudu.
XXX
Cumhuriyetin 100. Yılını önemsizleştirmeye çalışan troller faaliyetlerine devam ettiler, edepsizleşerek, yalanları peş peşe sıralayarak.
Yedi mi bu milletin çoğunluğu?
Yemedi, meydanlar, sokaklar, tören alanlarındaki katılımlar bunu net biçimde gösterdi. Artık gördük ki, troller ancak cehaletleri tepe noktasına ermişler üzerinde etkili olacaktır.
Artık herkes bilmeli ve hesaplarını da buna göre yapmalıdır ki, cumhuriyet asırlar boyu sürecek ve yüzyılları da devirmeye devam edecektir.
XXX
Bir yerel konuya gireyim…
CHP İl Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sayın Neşe Nasıroğlu basın toplantısı yapmış ve açıklamada bulunmuş, açıklamasına da şu cümle ile başlamış…
”Cumhuriyet Halk Partisi, bu ülkenin ilk ve ebedi Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisidir.”
Sayın Neşe Nasıroğlu…
Milletin 5 yaşındaki çocuğuna sorsanız, CHP’nin kurucu parti olduğunu bilir. Bilinen bir şeyin ardına sığınarak söylemlere başlamak, CHP’nin işi değil…
Şimdi siz söyleyin, bırakın tezkereyi, onu genel merkez TBMM çatısı altında, gerekse milletvekilleri yapıyor zaten.
Bir; Siz 29 Ekim Cumhuriyet’in 100. Yılı nedeniyle Kayseri’de, Kayseri’yi sallayacak ne gibi etkinlikte bulundu il başkanlığınız?
İki; İl Başkan Yardımcılığı görevine getirildiğiniz günden bu yana, il merkezinde ve tüm ilçelerde, CHP’ye oy versin vermesin kaç kapıyı çaldınız da CHP’yi, programını ve ilkelerini, ülkenin temel sorunlarını, çözüm yollarını anlattınız, ne sonuç aldınız?
Çünkü evlerin kapısını siz çalabilir ve siz oturup ev hanımı ile konuşabilirsiniz.
Ülkeyi kurtaracak olanlar da kadınlardır, bunu biliyor musunuz?
Bırakın bu hamaset nutukları atmayı, siyaset yapın…
Gidin, millete anlatın…
Milletin ayağına gitmediğiniz her yer ve seçmen sizin değildir.
Haaa…
Şu soruyu sorabilirsin, sormakta da haklısın…
“Sen kimsin yaaa… Ne kadar siyasi deneyimin var da akıl veriyorsun?”
Sor, sor çekinme…
Ben, 15 yaşında İsmet Paşa’nın paltosunun eteğinden tutarak peşinden koşan adamım…
ANAP’da 1984-89 arası belediye meclis üyeliği yapmış adamım…
ANAP’ta il yönetim kurulu üyeliği ve basın sözcülüğü yapmış adamım…
DYP il yönetim kurulu üyeliği yapmış biriyim…
DYP-ANAP birleşmesi sonucunda, DP Genel Merkezinde Seçim İşlerinden sorumlu başkan yardımcısının yardımcısı olarak çalışırken, YSK’da ilk olarak siyasi partisi temsil eden YSK üyelerinden birisiyim ve bir yıl bu görevi yürüttüm…
Ben 80 yaşındayım, 15 yaşından bu yana siyasetin çeşitli kademelerinde ve içindeyim
Deneyimim sizce yeterli mi?
Takdir sizin ama boşa kürek çekmek, oturduğunuz yerden siyaset yapmak yerine, kapıları çalın, seçmenle görüşün, fikirlerini alın, partinizi buna göre yönlendirin…
Yani…
Değişimi yakalayın, statükocu olmayın bazı partilileriniz gibi. Siz ki vatanı, milleti kurtaracak olan “Kadın grubu” içindesiniz, etkinizi gösterin, bırakın hamaseti, duyarsız erkekler yapsın…
Size başlık atmayacağım, siz kendinize başlık atın…
Bir son cümle; yazım, şahsınıza karşı gibi olsa da, CHP içindeki tüm kadın kardeşlerimize yöneliktir, doğrudan alınmayın.
Soracağınız bir şey olursa, ya da diyeceğiniz, gazetem telefon numaramı verir size…