Sizleri bilmem ama yazanın okuyucuları ile ayrı kalması, dayanılır gibi değil.
Her gün içim içimi yedi, bi yazabilsem diye.
Nedenini bir soru ile anlatmaya başlayayım.
İnsanın canı nerededir?
Bu soruya eskiler “Neren ağrıyorsa, canın orada” diye cevap vermişler ki doğru.
Bir hafta önce perşembe akşamı yoğun bir titreme nöbeti ile yatağa girdim.
Yorgan, üstüne bir battaniye, olmadı bir yorgan daha.
Titreme yaklaşık iki saat kadar sürdü ancak bu kez midemdeki sıkıntı sabaha kadar sürdü.
Sabahı sabah ettim.
Sabah kalktığımda ise bu kez ayağa kalkacak halim yoktu, Cuma günü tam gün yatmak zorunda kaldım.
Cumartesi biraz düzeldim, pazar günü ise aynı halsizlik devam etti.
Pazartesi Hacettepe Hastanesi’ne kan vermeye gittim, yerlerde sürüklendim.
İki kez acilde serum bağlandı ve geçtiğimiz haftanın sonuna kadar sürdü.
Şükür toparlayabildim ve sonunda sizlere kavuştuğumu sanarak seviniyorum.
Uzun zamandır devam eden tedavim sürecinde ve geçirdiğim bu zorlu haftada, bana gerekli özeni gösteren eşime de şükranlarımı belirtmeyi…
Yine bu süreçte beni telefonla sık sık arayarak ilgilerini esirgemeyen arkadaşlarım ve dostlarıma teşekkür etmeyi…
Görev sayarım…
XXX
Elbette bu süreçte gündemden de oldukça uzak kaldım.
Ne var ki ülkemizin gündemi de dünyanın gündemi de yoğun bir şekilde değişiyor ve güncelleniyor.
Ülkemiz gündemi, hiç kuşkusuz ki ekonomi.
Bu konuda hazırlık yaparak önümüzdeki yazılarımda değerlendirmeler yapacağım.
Bilinmesi gereken şey, yakın bir gelecekte düze çıkılamayacak kadar düz duvarda aşağı düşmemek için çaba harcıyoruz.
Tarım ve hayvancılık sektöründe işler hiç de iyi gitmiyor, üretici tümden perişan.
Bir taraftan israfın önlenmesine dair önlemler paketi gündeme getirilirken, öte yandan bakanın biri, özel sektörün özel uçağı ile Almanya’ya bir toplantıya gidiyor.
Topluma “Kemer sık” önerisi, hatta emri verilirken, yönetimlerde israf hala devam ediyor.
Elbette bunların hepsi de başlı başına irdelenecek gündemler.
Dediğim gibi, önümüzdeki günlerden itibaren gündemdeki konuları züccaciye dükkânına dalmadan anlatmaya ve toplumu aydınlatmaya çalışacağız.
XXX
Bu hafta sonunda iki önemli olay vardı.
Birincisi Süper Lig bitti ve Kayserispor Süper Ligde kalabildi.
Ben “Kalabildi” diyorum, bu doğru bir tanımlama.
Kayserispor’a yakışan bir sıralamada değiliz ne yazık ki…
İkincisi ise, 2 Haziran Pazar günü yenilenecek olan Pınarbaşı ilçemizdeki yerel seçimlerde, umudum Pınarbaşı ilçemiz halkının özgür iradelerini ortaya koyarak yeniden ve bir kez daha açık ara ile Deniz Yağan’ı Belediye Başkanlığı koltuğuna oturtacaklardır.
Bu arada eski çalışma arkadaşım Veteriner Hekim Ferhat Şenel’in eşi, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak hakkın rahmetine kavuştu.
Merhumeye Allah’tan rahmet, arkadaşıma, ailesine, sevenlerine ve dostlarına başsağlığı dilerim.
Dertleşme sohbeti ile tekrar merhaba derken hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyor, sağlıklı kalmanızı diliyorum.