Tabi afetlerin ne zaman ve nerede, hangi boyuttu olacağını önceden bilmek imkanı çok yok.
Yerbiliminin bugün geldiği noktada, depremlerin geleceği konusunda ancak tahminler yürütülebilir. Henüz insanların önceden uyarılması gibi bir olanağa sahip olmasak da tahmini uyarılara bilimin ışığı altında dikkat etmekte elbette fayda var.
Meteoroloji ilminin geldiği noktada da aynı şeyleri söyleyebiliriz.
Özetle söylemek gerekirse, bilim adamlarının uyarılarını dikkate almakta faydalar var. Aksi halde başımıza gelecekleri “Kader” diyerek savuşturamayız, doğru da değildir.
İslam’da bile önce önlem, sonra kadere inanma uyarısı vardır.
Bilinçsiz ve usulüne uygun olmayan yapılaşma da, felaketlerin davetiyesidir.
XXX
Sizlere 6 Şubat depreminden sonra, Kayseri Erciyes Dağı ekseninde Ecemiş ve Sarız düzleminde, uzun zamandan beri uykuda olan fay hattınden söz etmiştim…
Elbette benim ihtisas alanım değil ancak merak ederek okuduğum kaynaklardan öğrendiğim kadarıyla, Kayseri düzleminde de büyük yıkıma neden olabilecek bir deprem beklentisi her zaman var.
Her ne kadar Kayseri deprem bölgesi dışında gösterilse de böyle bir gerçeğin olduğunu da bilmek zorundayız.
XXX
Birkaç günden bu yana Malatya merkezli depremler ışığı altında, Arap yer tabakasının kuzeye doğru kıtayı zorladığı görüşü tartışılıyor…
Deprem konusundaki uyarıları ve sonrasında meydana gelen depremler dikkat edildiğinde, Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür’ün uyarıları dikkatimi çekti…
Sayın Görür, sosyal medya hesabından açıklamada şunları söyledi: "Nitekim son günlerde olan, Malatya, Diyarbakır, Bingöl, Adana, vb. Küçük depremler 6 Şubat nedeniyle olan hareketlenmeler. Bu arada Kayseri’yi de söyledim. Uzman olduğunu da söyleyenlerden gelen tepki. Arkadaşlar hangi ad verilmişse verilsin Kayseri ili aktif Ecemiş Fay zonunun üzerinde yer alıyor ve Sarız Fay zonuna da yakın.
Sırf Naci Görür’ü yalanlayacağım diye yanlış yapmasınlar. Hele yerel yöneticiler asla. Ecemiş fayı yavaş da olsa stres biriktiriyor. Şu ana kadar hangi bölümünde ne kadar biriktirmiş bilemeyiz. Kaldı ki 6 Şubat depremlerinden ötürü stres alanında değişim olmuş olabilir. Bu fayın tekerrür periyodunu da yeterince bilmiyoruz. 'Bize birşey olmaz, risk yoktur' diyemezsiniz. Aktif fay üzerinde bir kentin yöneticileri olarak burada gerekli çalışmaları yaptırıp önlemleri almalısınız. Zamanın önemi yok. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbür gün deprem olabilir. O gün de ölecek insanlar bizim insanımız. Doğru olan yarın olacakmış gibi kenti depreme dirençli hale getirmek için gerekli çalışmaları yapmak ve önlemleri almaktır."
XXX
Elbette gerekli önlemlerin alınmış olması halinde, en az hasarla ya da hasarsız veya can kayıpsız çıkmak mümkündür.
Bu düşünceyi ve uyarıları gözden kaçırmamak zorundayız…
Milleti telaşlandırmak, huzursuz etmek gibi elbette bir niyetimiz yok…
Ancak, ortada da bir gerçek var.
Her ne kadar Kayseri deprem bölgesi dışında denilse de değil, depremin ortasında ama uzun zamandur uyuyan bir hattın üzerinde…
İşte aslı tehlike de bu…
Uzun zaman uyuyan ve yoğun stres biriktiren fay hatlarınde meydana gelecek depremler, daha yıkıcı, tahribatı öngörülenden fazla da olabilir…
XXX
Düşüncelerim bunlar…
"On dönüm bostan, yan gel yat Osman!" deyiminde olduğu gibi, yerel yönetimlerin sorumluluğunda olan deprem konusunda soruyorum…
Osman yan mı gelsin?