Birkaç günden beri ATA İttifakının, ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçiminde kimi destekleyeceği merakla bekleniyordu.
Ancak ATA ittifakı, açıklamasını sakız gibi sündürerek neredeyse seçim günü açıklamaya kalkışacaktı.
Bu durum bir tarafa, Pazartesi günü Sinan Oğan’ın “Destek” konusunda açıklamasını yaptı.
Açıklamaya başladığında elindeki kâğıtlara baktığımda, uzunca bir konuşma yapacağı ve sonunda noktayı koyacağı belli idi.
Ancak, söyleyeceklerinin ne olacağı merakımı çekiyordu.
Konuşmaya başladı, ben de ilk dakikadan itibaren gözlerin fal taşı gibi açılmaya başladı.
Sonra ağzım bizim eski evlerdeki “Taka” dediğimiz yer gibi açılarak izlemeye başladım…
Uzunca bir açıklama, ancak söylediği sözlerin gerçeği yansıtmadığı gibi, insan aklı ile alay etmeye kalkıştığını hayret içinde izledik, gerçekten şaşkınlık ve ağzımız açık kalarak izledik.
Sonuçta iki noktaya, yani Atatürkçülük ve milliyetçilik ilkesine vurgu yaparak, Recep Tayyip Erdoğan’a destek vereceğini ve kendisini sevenleri de destek vermeye davet ettiğini gördük.
Konuşmasının içindeki baştan sona saçma gerekçelerine gitmeye gerek bile görmüyorum.
XXX
Sonuçta açıklama bitti, kararını açıkladı, ben hala ekrana şaşkınlık içinde bakmaya devam ediyor olmalıyım ki, yanımdakilerin beni sarsmaları ile kendime geldim ve sordum…
“Bu ne yaa… Ne demek şimdi bu? Şaşırdı mı bu adam?”
Yüzüme bakıp gülüyorlardı.
XXX
Bir süre sonra kendime geldiğimde ise sinirlerimin koptuğunu hissettim ve hala kendime gelmeye çalışıyorum.
Eğer siyaset yaptığı iddiasında olan bir kişi, duruşunu “Pazarlık” boyutuna vardırırsa, orada siyaset hayatı birer. Siyasi tarihimizin mezarlığında bu gibilerin mezarlarıyla doludur.
Elbette mezar ve mezarlık tanımlaması mecazi anlatım. Yoksa herkese Allah uzun ömürler versin.
Sonuç olarak yazımın başlığına dönerek ifade ederek bitirmek isterim…
Sen bittin O’lum…
Daha fazla üstünde durmaya değecek bir konu olmaktan çıktı…
XXX
Gelelim Ümit Özdağ’ın davranışına…
Kemal Kılıçdaroğlu, makamına gitti görüştü.
Sonra basın önüne çıktılar ve Ümit Özdağ’ın yüzünden düşen bin parça, fark ediliyor.
Pazartesi günü, Sinan Oğan açıklamasının ardından tekrar, bilinmeyen bir mekânda (Ahlatlıbel’de imiş) tekrar Kılıçdaroğlu ile buluşuyor. Görüşmenin “Anlaşma” ile sonuçlandığını açıklayıp, arada bir “Mutabakat metni” hazırlandığını, Salı günü saat 11’de açıklayacağını ifade etti.
Bu satırları yazdığımız (Çünkü gazeteye yetiştirme zorunluluğumuz var) sırada açıklamanın önce sat 13’e, sonra da daha ileri ertelendiği gibi sözler söylenmeye başladı.
Gerçekten merak ediyorum, neyin “Mutabakat”ını yaptı da yazılı olarak garanti altına alma gayretinde oluyor?
XXX
Özdağ’ın ve partisinin siyasal önceliklerini ve kırmızıçizgilerinin ne olduğunu defalarca ifade etti.
İfade ettikleri kırmızıçizgilerin hepsi, “Millet ittifakı” olarak ortaya konulan mutabakat metni içinde zaten var. Kemal Kılıçdaroğlu, zaten savundukları ilkeleri bir kez daha yazılı ortaya konulmasına neden itiraz etmiyor?
Ümit Özdağ’ın kişisel tatmini olsun anlayışı içinde olduğunu sanıyorum.
XXX
Değerli okurlarım…
Sağlıklı olarak düşünmekten oldukça uzak mıyız?
Ben anlamakta zorluk çekerken kendi kendime soruyorum zaman zaman…
Acaba ben mi aptalım…
XXX
Yazımı sonlandırırken…
Ümit Özdağ’ın açıklamasının geciktirilmesinde aklımıza gelen, yine bir pürüz ortaya çıktı.
Ben derim ki, Ümit Özdağ’ın pürüz çıkarmasının da bir anlamı kalmadı artık.
Neyse, gazete yazıyı bekliyor ve ben bitirmek zorundayım…
Dipnot: Tam yazıyı kapattım ki, bir anda Özdağ televizyon kanalları önünde basın açıklaması yapmaya başladı…
Hiçbir şeycikler demiyorum, Allah akıl versin diyorum ne diyeyim. Açıklamada sözünü ettiği her şeyler, yukarıda da yazdığım gibi altı partinin “Mutabakat metni” içinde zaten var. Burada kendine ne gibi fayda oluşturmaya çalışıyorsun?
Dahası, bu günü saat 11 de Kılıçdaroğlu ile birlikte açıklama yapacağı da daha belirgin değil…
Ümit Özdağ, bugün “Zafer Partisi olarak desteğimizin kime olacağını 29 Mayıs’ta açıklayacağız” derse şaşırmam vallahi…
24 MAYIS 2023