Aşure, Hicri takvime göre Muharrem ayının onuncu günü yapılan tatlıdır. İslami inanca göre Muharrem ayının onuncu günü, Nuh peygamber Büyük Tufan’dan sonra karaya ayak bastığında, elinde kalan son malzemelerle bu tatlıyı yapmıştır. Bu nedenle aşure, bolluk ve bereketi temsil eder.
Aşure, asırlardan bu yana, birlik ve bereketin sembolü olarak yapılagelmiş, aynı zamanda da diğer adı TATLIAŞ olan bir yiyecektir.
Evlerde günü geldiğinde yapılır ve kapı kapı dağıtılarak beraberliğin göstergesi olduğu ortaya konulur.
Yapılırken emek ister, çeşitli malzeme ister, hüner ister, ustalık ister, bilgi ister, kıvamını tutturmak önemlidir.
Bu koşullar içinde yapılan Aşure, toplum tarafından sevilerek yenilen bir tatlı yemektir aslında.
XXX
Aşureden de vazgeçtik artık…
Bir aşure yapmak için ortaya gelmesi gereken en az malzeme bile, şimdiki dönem fukaranın altından kalkacağı bir iş halinde değildir.
Oysa ortaya bir kazan koymuşlar…
Ellerine ne geçtiyse içine atmışlar, yeşillikler bütün bütün hatta…
Baharatı yok, salçası yok, tadı yok, tuzu yok…
Sonrada toplumun önüne koyup “Bu yıl emekliler yılı, bakın size ne güzel çorba yaptık” diyorlar.
Ama “Bakın size ne güzel Aşure yaptık” diyemiyorlar.
Neden?
Masraflı israf. Dahası üst tabakadan, alt tabakaya gelinceye kadar aş da bitiyor, günü de geçiyor.
XXX
Yine de toplum, Aşuresini kıt kanaat de olsa yapıyor, paylaşıyor, beraberlik duygusu içinde paylaşıyor.
Pek, yapılan çorba neden yenecek gibi değil?
Çok basit bir cevabı var, usta bilgili değil…
Usta becerikli değil…
Malzeme iyi ve sağlıklı değil.
Eğer toplum olarak çorba yerine Aşure, ya da öteki adıyla Tatlıaş yemek istiyorsak, önce aşçıbaşını değiştireceğiz.
XXX
Gelelim gündemin en önemli konularından birine…
Özellikle sokakta yaşamaya terk edilmiş köpekler ile ilgili yasa, komisyondan geçti ve meclise gönderildi.
Şimdi görüşmeler mecliste olacak ve meclis, son kararını verecek.
Düşündünüz mü bu kanun meclise neden alelacele getiriliyor?
Bu soruya, makul, mantıklı ve akıllı cevap verene bir adet çikolata hediye edebilirim, belki…
XXX
Merak ettim…
Kayseri Veterinerler odası bu işe ne diyordu?
Açtım, başkanı Sayın Akgün ERGÜL ile görüştüm…
Sayın ERGÜL, görüşmemiz sırasında Veteriner ekimler Odası Merkez birliğini adres gösterip, susmayı tercih etti.
Kişisel fikrini sorduğumda ise, tabiat içindeki hiçbir canlı varlığın yok edilmesini kabul edemeyeceğini söyledi, eğer yanlış anlamadım ise.
“Peki, BB ile çalışmanız var mı?” diye sordum, Vali Yardımcısı başkanlığındaki bir komisyondan söz etti.
Tatmin oldum mu?
Hayır…