Konuştuk uzun uzun.
O anlattı, ben dinledim.
O anlattıkça ve ben dinledikçe beynim uyuştu.
Yüreğim sızladı, buruldu…
Düşünebilme yeteneğime saatli bomba koydular da birazdan patlayacak gibi oldu….
Söylediklerine hak vermemek mümkün değildi…
Altına imza atmayı bir kenara koy, gövdemi basmaya hazır hale geldim.
XXX
Telefonu kapattıktan sonra uzunca bir süre düşündüm, kendimi, kendime getirmeye çalıştım.
Aslında anlattıkları, topluma tokat gibi yansıması gereken şeylerdi.
Gençleri bu düşüncelere yönlendire gerçekleri, bugün kadar bu açıklıkta ve kendi ağızlarından hiç dinlememiştim.
Haklılar mıydı?
Yerden göğe kadar haklılar, halı olduklarını daha iyi anladım dinledikçe…
Yozlaşmış toplum.
Yetmez, cehalette tepe noktaya ulaşmış toplum.
Edep dışına çıkmış siyaset.
Çarpık politikalar.
Halktan kopmuş politikacılar.
Anlaşılmaz çıkar ilişkileri…
Sordu; “Söyleyin bana” dedi, “Bu şartlar altında ülkeme, milletime hizmet etme olanağını nasıl elde edeceğim? Çünkü benim hizmet ederek, etmeye çalışırken, kendi adıma bir talebim olmayacak ki…” dedi.
Ekledi; “Bu şartlar altında genç nesil kime ne kadar ve nasıl hizmet edecek?”
Haklı…
Vallahi yerden göğe kadar haklı…
Ben olayı hiç de bu boyutta düşünmemiştim.
Cılız bir sesle seslene biledim sadece…
“Ha diyordum ki, biz de varız deseydiniz…”
“Diyelim” dedi, “Diyelim demesine de, Kayseri halkının gençlere yol verebileceğine siz inanıyor musunuz?”
“Yok” dedim, “Haklısın, ben de inanmıyorum ama…”
“Olmaz…” dedi, “Olmaz, toplum kararlı seçmen olmadıkça, düşünen seçmen olmadıkça, geleceğini düşünüp de ona göre tercihini yapmak durumuna ulaşmadıkça, tüm çabalarımız boşa çıkacaktır.”
Kim anlattı da ben dinledim biliyor musunuz?
Pırıl pırıl bir Cumhuriyet genci…
Atatürkçü bir genç…
Özgürlükçü, demokrasiye inanmış, o şekilde eğitilmiş ve yetiştirilmiş…
Hem de bu Türk genci, bir kadın…
Eğitimse eğitim, girişimcilik ise girişimcilik, proje bazında çalışma dersen, Allah yolunu açık etsin, başarılı…
Gençlerin haklı düşüncelerinin önünü açmadıkça…
Toplum olarak kendimize çeki düzen vermedikçe…
Ülkeye faydalı olacak, topluma can olacak bu gençleri kazanmamız mümkün değil…
Sohbet, kelimesi kelimesine böyle değil, o anlattı ben diledim ve anlattıklarından, anladıklarımı yazdım.
Sohbet için teşekkürler Oluş MOLU…
Bu kadar olgun düşünceleri, Kayseri halkına anlatmak ve sonuç almak hayal, doğrusun…
Bütün bunların yanında, bir arkadaşım da şunları ekledi.
Var say ki birini ikna ettik, aday oldu, bu kez de parti tabanından, hatta yönetiminde “Bugüne kadar partinin kapısını mı çaldı” diye tepki gösterirler dedi…
Doğru, söylerler, söylüyorlar da.
Ancak anlamadığım bir şey var, parti kapısı tekke kapısı mı, düğün evi mi, kahvehane mi? Ne diye gelip boş boş oturulacak?
İl başkanlığı bir proje ortaya koydu, gençleri çağırdılar, “Gelin şu projeye destek verin” dediler de bilenler gelmedi mi?
XXX
TCMB BAŞKANI…
Cuma akşamı haber aldık…
Cumartesi akşama kadar kanallarda fırıldak gibi dönen bu haberi dinledik ve usandık…
Ama çok da güldüm ben kendi adıma…
Neden mi?
Bilmem gülesim tuttu…