Bu yazıma aslında “Haddi aştı” başlığı kullanacaktım, lakin…
Bir yakınımla telefon muhabbeti yaparken fiyatların artışlarından söz ediyordu, konu döndü dolaştı, dışarı çıkıp da lokantalarda veya “Cafe”lerde bir şeyler yeme imkânının da ortadan kalktığımızda artık gücümüzün yetmediğine geldi.
İşte tam da bu sırada “Artık sokağa çıkmak da yasak” dedi.
Başlık da buradan çıktı.
O kadar doğru bir söz ki, gerçekten soka filan çıkamaz olduk.
Dışarıda sevdiklerimizle birlikte yemek yemeyi bir kenara bıraktık, tek başımıza bile bir yere gidemez olduk.
Bundan sonra da devamlı artacağını, devlet verirse şayet, verdiği zamların da bir işe yaramayacağını göreceğiz.
Çünkü evet, dolar da haddi aştı, 30 lirayı geçti.
Bu, iğneden ipliğe zamların peş peşe geleceğinin de bir işaretidir.
Yok artık, bu kadarı da fazla, demeyin öyle, demeyin…
Döviz fiyatlarının yukarıya doğru hareketlenmesi demek, başta petrol ürünleri olmak üzere, yut dışına bağımlı üretimdeki fiyatların artışı demektir.
Petrol ürünlerinde görülecek zam, nakliye ücretlerini etkileyecek, fiyatları yukarı çekecektir ve bu sır bir şey değildir.
Türkiye bu döngüyü yıllardan beri yaşıyor zaten.
XXX
SOKAĞA GELİNCE…
Eşimle hastane dönüşü saate baktı ki öğle yemek vakti.
Zaten acıkmıştık da. Karar verdik, bir kebap yiyelim dedik, oturduk bir bilinen kebapçıya.
Şimdilerde sık sık fiyat değiştirmek zorunda kaldıklarından, artık lokantalarda çeşit ve fiyat listesi de verilmiyor. Önünüzde bir tabela var, üstünde bir de barkod uygulaması var, telefonunuz
İle barkodu okutuyorsunuz varsa elbette, oradan çeşitler ve fiyatlar çıkıyor ama, çok da kolay olmuyor bazen.
Neyse, yedik birer porsiyon kebap, hesap istedik.
Hesap gelinceye kadar bir de çay ikram ettiler.
Hesap geldiiiii…
Benim gözlerim fal taşı gibi açıldı.
İki porsiyon kebap, 800 lira!...
Çaresiz, ödedik ve çıktık. Çıktıktan sonra eşime; “Kusura bakma, seni bundan sonra yemeğe çıkaramayacağım, unut…” dedim…
Bir erkeğin eşine, “Seni artık yemeğe çıkaramayacağım” demesi kadar ağır bir şey olabilir mi?
Bundan sonra olacak.
Yani…
Enflasyon canavarının altında ezilirken, bir de manevi olarak ezileceğiz. Kimseleri dışarıda yemeğe filan davet edemeyeceğiz artık.
Sokağa bile çıkamayacağız.
Nereden düştük bu hallere?
XXX
Ankara’da oturduğumuz sitenin sosyal tesislerinde kafe var. Fiyat listelerini kapıya koymuşlar önceki gün.
Bir bardak çay 20 lira…
Artık orayı da kullanamayacağız.
Hayır, kimseyi suçladığım yok, o sektörün içinden gelen bitiyim ve maliyetlerin hesaplanmasını da “Ben bilirim” arkadaş. Sallamıyorum yani.
Ama bizim ödeme gücümüzün üstünde kalıyor sokak…
XXX
E- devlet uygulamasından emekli maaş zamları belli olmuş mu diye baktım bugün (Cuma), yüzde 37,57 zam yapılmış, başkaca da bir şey yok.
Yoksulluk veya asgari ücret sınırı altında olmak bir yana, açık sınırın da altında kaldı.
Eşek mi küçük, ayaklarımız mı uzun, anlayamadım doğrusu.
Yerlerde sürünüyoruz da…