Her şeyi aynı ölçü birimi ile ölçemezsiniz…
Alan metrekare ile ölçülür.
Uzunluk metre ile ölçülür.
Sıvı litre ile ölçülür.
Isı derece ile ölçülür.
Havagazı, elektrik, su, dönen sayaç ile ölçülür.
Sorum şu…
İnancın ölçüsü nedir?
Bu bir…
İkincisi, inancın önemi nedir?
Üçüncüsü, inancın kullanıldığı yerler neresidir?
XXX
Öncelikle belirtmem gerekir ki, Kelime-i Şahadet getiren, yani Allah’ın varlığına ve birliğine inanan, Hz. Muhammed’i, Allah’ın resulü, elçisi olduğunu dili ile onaylayan herkes Müslümandır ve hiç kimse bunun aksini söyleme hakkına sahip değildir ve haddi de değildir zaten.
Namaz, oruç, zekât ve hac ibadetleri, yaradan ile yaratılan arasındaki bir konudur ve kimsenin de araya girmek gibi bir görevi yoktur, ayrıca haddi de değildir.
Hele hele bu konuyu, şu ya da bu şekilde kendi çıkarları uğruna kullanmak, Allah ve Kuran ile insanları aldatmaktır.
Hiç kimsenin ibadet konusunda insanları sorgulama hakkı yoktur.
XXX
İnancın önemi nedir dersek…
İnsanları, inançlarını kurallara uygun olarak yaşıyorlar mı?
Esas konu bu…
Bana göre İslam inancının temeli şunu söyler…
Ey inananlar…
İnsanlara saygı duyacaksın, insanları seveceksin, onlarla muhabbet edeceksin, onlara merhamet edeceksin, insanlar arasında adalet ile davranacaksın, kötü söz söylemeyeceksin, kul hakkı yemeyeceksin, Beytü'l-mal’e el uzatmayacaksın, yani milletin parasına dokunmayacaksın. İsraftan kaçınacaksın.
İftira etmeyeceksin…
Yalan konuşmayacaksın…
XXX
Özetle söylemek gerekirse, İslam dini ve insanlık, neye ve kime nasıl inanırsa inansın, önce üstün ahlakı emreder.
Ahlaklı olmak ise, insanlığın temelidir.
Olmazsa olmazıdır.
Ama en büyük ahlaksızlık, yalan söylemektir.
XXX
Gelelim kanıtına, yani inandıklarını ifade edenlerin “İnanıyoruz” dedikleri kutsal kitap Kuran’a…
Onlar madem inanıyorlar, okumuyorlar mı?
XXX
Casiye Suresi, 7. ayet:
“Gerçeği sürekli ters yüz eden, günaha düşkün olan herkesin vay haline.”
Kalem Suresi, 10, 11, 12, 13 ve 14. ayetler:
“Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.”
Ve son olarak…
İbrahim Suresi, 22. ayet:
“İş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki: "Doğrusu, Allah, size gerçek olan va'di va'detti, ben de size va’adde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaracak değilim, siz de beni kurtaracak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acı bir azap vardır."
XXX
Şimdi bana imamlığa soyundu mu diyeceksiniz?
Hayır, öyle bir niyetim yok.
Ancak sizlere, yani yalanlara inananlara bir uyarım olacak.
Alak suresi, 1. Ayet: “Oku… Yaradan rabbin adıyla oku…”
Doğruları bilmek, ancak bilgi edinmekle mümkün olur, bunu bil.
Bilmezsen, bilmeyi seçmezsen, gideceğin yol da karanlık olacaktır…
İnanmanın, inanmışlığın ve İslam’ın ölçüsü, güzel ahlak ve bilgi edinmekten geçer…