Uzaya giden ilk astronotumuzu yolcu eden Ulaştırma Bakanı Kacır'ın, Alper Gezeravcı'nın uzaya gönderildiği ana dair tepkisi sosyal medyada gündem oldu. Kacır, fırlatma anında gülerek, "Vuh, gitti adam" dedi.
Bu olay bizlere “Türkiye ilk kez uzayda” başlığı ile verildi.
Sokaktaki adam ise, “Bu nasıl gidiş, elin taşı ile elin kuşunu vurarak uzaya gidince ilk mi oluyor?” diye sordu.
“Ülke, ekonomik sıkıntılar içindeyken 55 milyon dolara ne iş?” dedi.
Elbette yapılan işlerin bir faydası olacaksa ülkemiz için 55 milyon da verilir, daha fazlası da.
Ancak uzaya gönderdiğimiz Alper Albay, ülkemizin bilimsel düzeyine ne gibi katkılarda bulunacak deneyler yapacak, önemli olan bu ve bu deneylerin faydası olacaksa, helalı hoş olsun 55 milyon dolar.
İfade edildiği gibi, yapılacak 14 araştırma nedir, neye hizmet edecek? Tuz gölünde yetişen endemik bitki ile uzayda ne gibi deney yapılacak?
Yolculuğun başlangıcında, kapsül içinde kalemi havaya attığını haber yapan basın, bunu “İlk deneyi” diye verirse, biraz ayıp olur.
O hareket, albayımızın merakından öte bir davranıştır ve deney değildir.
Elbette bunlarla ilgili geniş bir bilgimiz olmadığı için, gördüğünüz gibi ben dâhil, kimimiz tefine, kimimiz kasnağına vuruyoruz.
Haklı mıyız?
Orası şimdilik belli değil, belki, ortaya çıkan sonucundan utanabiliriz de.
Astronotumuzun, yolculuk sırasında verdiği “Gazi Mustafa Kemal’in İstikbal göklerdedir” sözüne ilişkin sözlerinin anlamı ise bu değil.
O söz, kendi olanaklarımız ile göklere çıkabilmekti.
Örneğin, bu sözün söylendiği dönemde, Kayseri Teyyare Fabrikasında yapılan ve ihraç edilen uçaklar gibi.
Bugün nasıl İHA ve SİHA ve benzer, hava araçları yapabiliyorsak, onları da dışarı satabiliyorsak, uzaya gidecek ortamı da kendimiz yaratabilmeliydik.
Her neyse…
Bir konunun ardından, sonucu belli olmadan laf etmek kolay, sonucu görelim bakalım, n’olacak ve ülkemize ne gibi bir katkıda bulunacak?
XXX
Bu konu gündeme gelince, Hezarfen Ahmet çelebi aklıma geldi.
Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde ifade ettiği gibi, acaba gerçekten kendi yaptığı kanatlar ile Galata kulesinden Üsküdar’a kadar uçtu mu?
Sonrasında dönemin padişahı kendisine bir kese altın verip sürgün etti mi?
Bu konuda tarihçiler şu bilgiyi veriyorlar.
Prof. Dr. Halil İnalcık, Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Prof. Dr. İlber Ortaylı gibi Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen Osmanlı tarihçilerinin birlikte hazırladıkları Osmanlı Külliyatında “Galata Kulesinden Üsküdar’a kanat takarak uçtuğu öne sürülen Hezarfen Ahmet Çelebi hakkında şöyle deniliyor.
“Sadece Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde anıldığı ve başka hiçbir kaynak tarafından doğrulanamadığı için efsaneden öte bir anlam taşımaz.”
Ayrıca yine maliye kayıtlarına çok önem veren Osmanlı Devleti'nin arşivlerinde hediye olarak bir kese altın sikke verildiğine dair hiçbir bilgi de yer almıyor.
Bu olayda anlatılan da zaten abesle iştigal gibi bir şey…
XXX
Ancak bugün uzaya giden astronotumuz gerçek…
El âlemin roketi ile el âlemin topraklarından gitse bile…
Bir de şu var, milletin parası ile siyasi propaganda yapılmasa iyi olur…
Ne diyelim, bakan beyin dediği gibi…
“Vuh, gitti adam…”