TBMM, geçtiğimiz Salı günü, terör konusun bilgi almak üzere toplandı.
İstedim ki baştan sona izleyeyim, bilgi sahibi olayım.
Olmadı…
Çünkü baktım içinde kayda değer bir şey çıkmıyor, vaktimi harcamak istemedim.
Sonra, kabine toplantısının sonucunu beklemeye başladım ki, emeklilere ne kadar zam gelecek maaşlarına…
Emekliler, yapılan zammın yeterli olmadığını, en az asgari ücret seviyesine çıkarılması gerektiğini, hatta onun da üstünde rakamları ifade ederken, bazıları da “Maaşımıza zam yapılmasın ama enflasyon da durdurulsun” diyordu haklı olarak.
Ve herkesin kulağı, kabine toplantısı sonrasında yapılacak açıklamaya çevrildi.
Ne var ki yapılan açıklama, herkesi hayal kırıklığına uğrattı…
Önceki yüzde 37,57 oranındaki zammın üzerine, sadece yüzde 5 zam yapılmıştı.
Dahası, güya Temmuz ayında yeniden bir zam yapılabileceği ifade edildi.
XXX
Aldım da kaçtım demez misiniz?
Çünkü Temmuz ayında ulaşacağımız enflasyon, bu gidişle zaten 6 aylık yüzde 30-35 den aşağı olmayacak ki…
Ayrıca, emeklilere yapılan bu ek zamma, bakan Mehmet Şimşek, esastan karşısında. O tarihlerde seçimler bitmiş olacak, iktidarın artık oy hesabı yapmasında gerek kalmayacak…
Netice…
Emekliler, aldıkları ve enflasyonun altında zaten eriyip giden maaşlara mahkûm olacaklar.
İktidarın, emeklilerden talep edeceği bir şey kalmayacak…
Emekliler bunu hak etti mi?
Orasını oturup kendileri düşünerek cevap vermeliler. Sokak röportajlarında; “Sandıkta görüşürüz” sözlerine bile ben inanamıyorum.
Emekli ve dar gelirli, ne zaman 21 yıldır kendini yöneten iktidara sandıktan kendini gösterebilmiş ki?
Bunların hepsi de bana göre hayalden öte gitmeyecek ve göreceksiniz önümüzdeki yerel seçimlerde birçok il ve ilçelerde seçimleri kazanacaklar.
Kazandıkları yerlerde sanırsınız ki emekli yok, dar gelirli yok, açlık sınırın altında yaşayan yok.
Geçtiğimiz yılın Şubat ayında meydana gelen deprem sonrasında, deprem bölgesinde kazanan bugünün iktidar partisi olmadı mı?
Çok çaldık, çok çığırdık, herkesin belindeki kuşağında testi kırığı çıktı.
Aslına bakarsanız, ülkenin her yerinden testi kırığı fışkırıyor.
Lakin o testi kırıklarının arkeolojik bir değeri yok…
Umutlar başka bahara kaldı diyorsanız, yanılıyorsunuz…
Bu ekonomik koşullar düzeltilmedikçe, baharı göreceğimiz yok.
Hepimiz, topluca testi kırıklarımızı sabılalım (sahip çıkalım)…