Günlerden beri CHP içinde yüksek perdeden “Değişim” türküsü söyleniyordu. İsteniyordu ki bu türkünün sözleri “Anonim” olsun.
Cumartesi pazara bağlayan gece sabaha karşı saat 02:45 sularında, türkünün birinci dörtlüğünü bitirdi CHP…
Özgür Özel, delegelerin baskın oyları ile (812) CHP’nin genel başkanlığına seçilmiş oldu…
Nakaratları geçeceğiz onlar, o türkünün neşeli bölümleri olacak belki, ikinci dörtlüğünün sözleri nasıl olacak? Aslında önemli olan bu…
Çünkü 1950 yılında bu yana doğru dürüst iktidar olamayan CHP’nin bu zinciri kırması gerekiyor. Biz yaştakiler, DP’nin 1950 yılında nasıl ve hangi söylemlerle iktidara geldiğini çok iyi biliyoruz.
O tarihten sonra iktidara gelen tüm partilerin de, Laiklik ilkesini hiçe sayan söylem ve propagandası yürüterek iktidar olmayı başardıklarını da biliyoruz.
Bağlı olarak, toplumun dini inançlarının istismar edildiğini de gayet iyi biliyoruz. Bu nedenle diyoruz ki, CHP’nin türküsünün ikinci dörtlüğü, kuruluş ilkelerine uyma konusundaki ciddiyetini topluma vermeli.
Bir şartla…
Toplum hemen her konuda, ilim adamları tarafından doğru şekilde bilgilendirilerek bilinçlendirilmeli.
CHP’nin flamasında bulunan “6 ok” ilkelerinin neler olduğu ve bu ilkelerin neden kuruluşta benimsendiği, toplumun tüm kesimlerine, gerekiyorsa kapı kapı gezerek, sohbetlerle ve inandırıcılıkla anlatılmalı.
Devrim yasaları, kaldırıldığı raflardan indirilmesinin sağlanması yanında, toplum içinde takibi sağlanmalı.
İktidarın “Sivil Anayasa” söylemi kırılmalı, gerçekten anayasacı, toplum bilimci, siyaset bilimci akademisyenler ve gerekli görülen her kurum ve kuruluşun da katkısıyla bir “Yeni Anayasa metni” kimseyi beklemeden ortaya konup, toplumun incelemesinin sağlanması ve varsa talepler, dikkate alınması gerekir.
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşulların nasıl iyileştirileceği, yine kimseyi beklemeden programlanıp çözümü, teşkilatlar aracılığı ile topluma kapı kapı anlatılmalı.
Dış politika konusundaki yaşadığımız sıkıntılar, politika uzmanlarınca hazırlanacak raporlarla yine topluma anlatılmalı.
Evet, değişimin birinci etabını tamamlamış olmak çok güzeldi. Ancak yeter mi?
Yetmez, çünkü CHP, 1950 yılından bu yana çok yara aldı, topluma kendisine anlatmaktan aciz duruma düştü.
Bir de şu gerçek var ki atlamamak gerekiyor.
İl ve ilçe teşkilatları ne yazık ki çok hantallar. Koltuğu kapan, koltuğu bırakmamak için dokuz takla atıyor, çalışmak için koltuktan bile kalkmıyor.
Oturdukları yerden politika üretmeye çalışıyorlar ki, ürettikleri de hep yanlış…
Bu durumun mutlaka CHP Genel Merkezi tarafından “Bilimsel” olarak takibinin ve il ile ilçe yönetim kurullarının nasıl bir performans değerlendirmesi yapacaklarının formülü ortaya konulmalı.
XXX
Bütün bu önerilerimi dikkate alacak bir yer var mı?
Çünkü Anadolu basını olmanın kaderi budur. Başkent’e sesini duyuramazsın, yetkililere ulaşamazsın.
(Hoş, yerele de ulaşamıyoruz ya…)
Eğer bu önerilerimden her hangi biri yanlış ise CHP’nin Kayseri İl Başkanlığı cevap versin…
Kayseri’nin CHP milletvekili var, Sayın Aşkın GENÇ…
Desin ki “Önerilerinizi ilgili yerlere ulaştıra biliyorum” ya da desin ki, “Biz ulaşabiliyor muyuz ki be adam, senin önerilerini ulaştıralım…”
Eğer gerçekten bunları derlerse biz de biliriz ki, tencere tava, hepsi bir hava. Ha o başkan olmuş ha öteki, farkı ne ki?
XXX
Ama Özgür Özel seçildikten sonra şu ifadelere, bir konuşmasında yer verdi…
“Buradan bir buçuk milyon üyemize diyorum ki: Biz Cumhuriyetin 100. yılında yaşadığımız büyük üzüntüyü telafi etmek, yüzleri güldürmek, ikinci yüzyıla zaferle girmek için örgütümüzde yarından itibaren seferberlik ilan ediyorum.
Durmayacağız, çalışacağız, omuz omuza çalışacağız. Elimizdeki belediyelerin tamamını yeniden kazanacak, yanlarına yenilerini ekleyecek ve hep birlikte büyük bir zaferi kazanacağız. Ben buna inanıyorum. Bunun için de sizlere güveniyorum. Kendi adıma iki sözü tutacağımı ifade ederek sözlerimi sonlandırayım.”
Güzel ancak “Telafi” değil, teşkilata “Ben size çalışmayı değil, çalışarak ömrünüzü CHP’ye vakfetmeyi emrediyorum” demesi gerekir ki, Partinin Kurucu Genel Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğunun yanındaki koltuğa” oturabilsin.
Atatürk’ün koltuğuna oturabilecek kişi, uzun zamandır CHP’ye gelmedi daha…
Bugünlük diyeceklerimiz bu kadar, takip edip elbette yazmaya devam edeceğiz CHP’nin kıtalar halinde oluşturacağı türküleri…