Bir elin nesi var, iki elin sesi var…
Ta da birlikten kuvvet doğar gibi özlü sözlerimiz var ve bu sözler de gösteriyor ki, toplumun hemen her konuda ve özellikle toplumu ilgilendiren konularda birlik ve beraberlik içinde olması, olmazsa olmazımızdır.
Şu bir gerçek ki, geçtiğimiz 20 yıl içinde birçok kurum ve kuruluşlarımız ya işlevsiz hale getirildi ya da tümden ortadan kaldırıldı.
Bugün ekonominin düze çıkması konusundaki iddia ve önerimiz, kesinlikle üretimin artırılması ve üreticinin de kazanç yönünden emeğinin karşılığının verilerek üretime küsmesinin önlenmesidir.
Bugün çay üreticisinden başlamak üzere birçok üretici, ürettiği üründen istediği veya hak ettiği kazancı elde etmemektedir. Bu da üreticisi üretimden soğutmaktadır.
Geçmişe şöyle bir bakalım…
Çaykur, Fiskobirlik, Karadeniz Birlik, Trakya birlik, Marmara birlik, Tariş, Ant birlik, Yerfıstığı Birliği, Bal Birliği, Çukobirlik ve Güneydoğu birlik gibi, genel müdürleri devlet tarafından atanan, yönetimleri çiftçiler tarafından üstlenilen Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri var idi.
Ayrıca bugün amacından sapmış TMO ve EBK ile tümden ortadan kaldırılmış Tekel İdaresi vardı., üreticinin tütününü alan ve fabrikalarında işleyip piyasaya süren.
Bu Tarım Satış Kooperatifleri modeli, ürün çeşitliliğine göre, tüm ülkede yaygın hale de getirilebilir.
Bu birliklerin ve kurumların en büyük özellikleri, üreticinin ürettiği ürünleri, değer fiyatından alarak piyasaya aynı zamanda işleyerek satması, ihraç yoluyla da ülkeye döviz kazandırması idi.
Kooperatifler, bu işleri yaparken, finans kaynağı ise, bugün amacı dışında bankacılık yapan T.C. Ziraat Bankası idi.
Bugün bu kooperatifler ve kurumlar, eskisi gibi işler hale getirilse, hatta daha da geliştirilerek tüm üreticileri kapsayan kooperatifler de kurulsa, hem üreticinin ürünü değer fiyatına satılacak, hem dâhilde satılırken fiyatlar kontrol edilebilecek, hem de ihracat değer fiyattan yapılabilecektir.
Ülkemizde, bu kooperatiflerin en üst düzeyde ve verimli çalıştığı dönemlerden habersiz olanlar, faydalarını bilmeye bilirler.
Ne var ki ekonomide normalleşmenin sağlanması, enflasyonun aşağı indirilmesi, toplumun rahatlatılması, piyasalarda nakdin dönebilmesi için üretimin artırılması olmazsa olmazdır.
Bir de itibardan söz ederek, israfın boyutunun giderek şaşaalı yaşantının sonlandırılması şarttır.
Defalarca da yazdığımız gibi, köprü, otoyol, tünel, havaalanları ve şehir hastaneleri gibi kara deliklerin kapanması mutlaka yapılmalıdır.
XXX
Diğer yandan…
Devletin hazinesinin denetlenebilir olması, kurum ve kuruluşların bütçelerini kullanırken denetlenmesi şarttır.
Hangi kurum olursa olsun, denetim dışında kalmamalıdır.
Devlet kurumları dışındaki ticari işletmelerin ise, gelir ve giderleri uzman ekiplerce denetlenmeli, doğrudan vergi kaçağının önüne geçilmelidir.
Aksi halde…
Ne bir sene ne de beş sene veya on sene sonra bu gidişle ekonominin düzelmesi olası değildir.
Emekli, memur ve dar gelirli, dolaylı vergi altında ezilirken, deveyi hamutuyla götürenler, vergi ödemekten bir şekilde kaçmaktadır.
Ve…
Bütün bunlarda başarıya ulaşabilmek için toplum olarak birlik ve beraberlik içinde aklımızı öne çıkararak çalışmamız ve başarmamız gerekmektedir.