Memurların tayin mevsimi başladı…
Geçen Resmi Gazetede yayımlanan tayin listelerine gör, onlarca devlet görevlisi, bulundukları yerleşim yerlerinden bir başka yere tayin oldular. Tayin kararları Cumhurbaşkanlığı kararnamesine tabi olmayanları da dahil edersek, büyük bir sayı tutuyor…
XXX
Zaman zaman belirtirim, ben bir memur çocuğuyum ve bu tayin sıkıntısını çok yaşadık.
Evi topla, eşyaları ambalaj yap, gideceği güzergaha göre nakliye şeklini araştır ve en ucuzunu bul…
Eh, zor iştir bunlar…
Her gittiğimiz yerde, evimizi bir oda büyük kiralardık ve o odaya eşyalarımızın ambalaj sandıklarını yerleştirirdik.
Anacığım sandıkları öyle bir yerleştirirdi ki, babam sandıkları kapattıktan sonta, keseri son sandığa koyar, emanet çekiş ile son çiviyi çakar ve çemberlemeye başlardı.
Yani anam, hangi eşya hangi sandıkta, bilirdi ve vardığı noktada ilk açılan sandık da keserin konduğu son sandık olurdu.
Gülüyorsunuz değil mi “Ne anlatıyor bu adam” diye…
Memur ailesi olmayanlar, ne anlattığımı anlamakta zorlanırlar, anlıyorum.
Ancak memur ailesi olanlar, ne dediğimi çok iyi anlıyolar.
XXX
Konu “Tayin olma” konusu değil…
Devlet, memurunu nerede görevlendirirse, elbette orada görev yapacaktır. Vatanın her karış toprağı, görev yeridir ve kimsenin de şu veya bu nedenle sızlanmaya hakkı yoktur. Taaa ki çocukları okul yaşlarına gelinceye kadar. Çünkü bu da memur aileleri için artı bir sorundur. Şapkanızın tereğini bir yandan öteki yana çevirmeden, bir de bakmışsınız ki tayin çıkmıştır…
Elbette tayinde en büyük sorun eşya taşıma değil, taşınmanın ve görev yerine gidebilmenin maliyetidir memuru ilgilendiren ve zora sokan…
Bizim çocukluğumızda devlet babama “Harcirah” yani, “Ailece yol parası, taşınma masrafı” verirdi gidilecek yere kadar masraflar, da devlet tarafından kaşılanırdı.
(Muhtemelen şimdi de öyledir)
Örneğin, o dönemlerde karayolu yolculuğu çok gelişmiş olmadığından, tren yolculuğu yapılır, harcirah da tren ücreti üzerinden hesaplanırdı. Eşyanız da trenle gider, kendiniz de trenle seyahat ederdiniz. Trenin son gittiği noktadan sonra da kara yolu ile…
Babama 2’nici sınıf tren bileti ücreti verirlerdi, israf etmemek ve tasarruf etmek amacıyla 3’üncü sınıf kompartımanda bilet alırdık.
Trenden sora eşyalar karayolu vasıtaları ile taşınırdı.
Kağnı arabası ile taşındık…
At arabası ile taşındık…
Karayolu taşımacılığı yaygınlaştıkça da harcirahımız karayolu üzerinden hesaplanır oldu. Ancak devlet, karayolu taşımacılığının maliyetini tesbit edebildiğinden ona göre harcirah hesabı yapardı.
XXX
Bu konuya nereden girdim mi?
Memurlar tayin oldular ya, masraflarını nasıl karşılayacaklar, merakım bu…
Şimdilerde “Evden eve nakliye” diye bir olay çıktı, anlaşıyorsunuz bir firma ile, geliyorlar evinizi toplayıp paketliyor ve gideceği yere kadar görütüp evinizin içine de yerleştiriyorlar. Ücreti biraz fazla.
Akaryakı ücretleri artmadan önce, bu tür nakliye ücretleri de makul düzeyde idi.
Eşyanın gideceği yerin mesafesine göre, en fazla on bin lira civarında tutuyordu…
Şimdi sıkı durun.
Aynı mesafeler için şimdi nakliye şirketleri 50 ila 70 bin lira civarında ücret talep ediliyor…
Memurun harcirahı, yani taşınma masrafı bu rakamlar üzerinden mi verilecek, yoksa “Başının çaresine bak bizden bu kadar harcirah” diyerek eline üç kuruş sıkıştırılıp kendisi ile başbaşa bırakılacak mı?
Tayin olduğun yere gitmek ya da gidememek, bütün mesele bu…
Bu şartlar altında muhtemelen “Lüks” taşınma yerine, biraz zahmete katlanıp trenyolu ile mi taşınmalar başlansa acaba…
Olmadı “Kanı”, o da olmadı “At arabası” ile…
Ne dersiniz?
Ekonominin sırtımıza yüklediği sorunlardan biri de bu…
Toplum tarafından çok fark edilmeyen, görünmeyen sorun.
Ancak taşınan bilir…
Taşınacak memurlara sabır ve kolaylık diliyorum ve sizi gerçekten çok iyi anlıyorum…