Yok…
Haziran-2022 ortasından bu güne kadar 6 ay geçmiş yazmayalı.
Soranlar oluyor “Neden yazılar yok?”
Elbette çeşitli nedenleri var ama, hepsi de giderilebilecek nedenler idi zaman içinde. Asıl neden bile zaman içinde giderilebilecek bir neden yazamamak/yazamamak için…
Geçen süreç içinde benim çok da önemsemediğim, ancak önemsenmesi gereken sağlık sorunum nedeniyle yazamıyorum.
Tam yazıyı ve konuyu kafamda toparlıyorum, hastaneye gidip gelinceye kadar gündem değişiyor, yazacağım konu çoktaaan işlenmiş ve bitmiş oluyor.
XXX
“Gel” diyorlar, gidiyorum hastaneye…
“Kan ver” diyorlar, kan veriyorum.
Adını bilmediğim birçok çeşit cihazın içine sokup çıkartıyorlar…
Eyvallah diyorum…
“Şunlar ilaçların” diyorlar, aksatmadan alıyorum.
Ama iki şeyi yapamıyorum, daha doğrusu yapmıyorum arkadaş. Zorlanıyor muyum, hayır, zoruma gidiyor.
Aslında ben bir su içme özürlüsüyüm, “Günde 2 litre su iç” diyorlar, olmuyor.
Sonra “Yürü” diyorlar…
Bu yaşıma kadar dağları, dereleri, ovaları ile ülkemde ayak basmadığım yer yok.
Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Rusya, Ukranya, Moldovya, Bulgaristan…
10 yıl kelimenin tam anlamı ile fink attım, yürüdüğüm yetmez mi?
Ama doktorlarım da benim sağlığım için uğraşıyorlar…
Hacettepe Hastanesi sağlık sorunlarımla ilgilenen yer…
XXX
Prof. Dr. Ali Ergen, Prof. Dr. Sercan Aksoy, Prof. Dr. Gökhan Özyiğit, Prof. Dr. Mustafa Arıcı, Prof. Dr. Murat Tunçel, Prof. Dr. Mehmet Aymaz…
Girip çıktığım aletlerin başındaki sağlık personeli, kanımı alan hemşireler, uygulamayı yapan hemşireler. Ki buraca ikisinin adını yazacağım, Meltem ve Seda Hemşireler…
Aslında diğerlerinin de adını tek tek yazmak isterim, ancak çoğunun adını bilmiyorum.
Varınca yanlarına “Merhaba gençler” dediğimde, “Hoş geldin İbrahim Amca” diyorlar. Gerçi “Ama” demeseler iyi olur da demek ki “Amca” sıfatına ulaşmışız ki öyle diyorlar…
Demem o ki, bu iş ve işlemler bitinceye ve kendime zaman ayırıncaya kadar gündemi takip edemediğim için yokum…
İşte bu vesile ile sağlığımla ilgilenen, beni bana bırakmayan doktorlarıma…
Benimle ilgilenen hemşirelerime…
Aletlerle oramı buramı görüntüleyen doktor ve teknisyenlere…
Buradan sonsuz teşekküllerimi özellikle iletiyorum.
Hepsine de çok şey borçluyum. İnşallah beni uzun bir zaman daha (Sayın Prof. Dr. Arıcı’nın dediği gibi, biz yukarıdaki ne izin verirse etkiliyiz) daha hayata tutunmama neden olacaklar.
XXX
Bir de “bu kadar umursamazlık olur mu?” diye soracak olursanız, ona da cevap vereyim…
Yanınızda fedakâr ve de cefakâr bir eşiniz olursa olur. Ona da bütün kalbimle teşekkür ediyorum İyi ki varsın…
XXX
Daha iyi günlerde buluşmak dileği ile…
Hem de gümbür gümbür…