Protein ihtiyacımız var…
Doğru beslenme için şart besinlerden biri.
Ve elbette bu besinleri bilip, bulup tüketmek zorundayız. Ancak, ulaşabiliyor muyuz, ulaşabiliyor isek ne kadarına ulaşıyoruz?
İşte bugünün ekonomik koşulları içinde bütün mesele “Ulaşmak” ki irdeleyelim şimdi.
En iyi ve kaliteli protein anne sütü ve yumurtada bulunur. Anamızı bulabilsek fedakârdır, belki sütünden verir de onu bulamayınca, sırada “Yumurta” var.
Ayrıca miktarı bakımından kırmızı et, tavuk ve hindi eti, deniz ürünleri ve balık, süt, bezelye, , mercimek, keten tohumu, badem, fındık, soya, peynir, kabak çekirdeği gibi besinler protein zenginidir. En iyi ve kaliteli protein anne sütü ve yumurtada bulunmaktadır. Ayrıca miktarı bakımından kırmızı et, tavuk ve hindi eti, deniz ürünleri ve balık, süt, bezelye, chia (Sarayda bulunur)tohumu, mercimek, keten tohumu, badem, fındık, soya, peynir, kabak çekirdeği gibi besinler protein zenginidir.
Düşündüm, düşünebildiğim kadar ve sordum kendi kendime, yumurta dışında hangi protein zengini ürüne rahatça ve cücük kadar emekli maaşımla sahip olup da vücudumun ihtiyacı olan proteini mideye indirebilirim diye…
Aklıma şöyle bir fikir geldi…
Eve chia tohumu stoku mu yapsam acaba?
Fiyatı kaç kuruş acaba?
Araştırdım, sanki alabilecekmişim gibi, mübarek ürün her derde deva yani.
Güney Amerika, Guatemala ve Güney Meksika’ya özgü, nane ailesinden çiçekli bir bitki türüdür. Kan kolesterolünü düzenlemesi, bağırsak fonksiyonlarını koruması, kabızlığı önlemesi, uzun süre tokluk hissi vererek zayıflamaya yardımcı olması, kalsiyum ihtiyacını karşılaması chia tohumunun faydalarındandır. Chia tohumu; salataya, pudinge, mısır gevreğine, yoğurda ilave edilerek tüketilebilir.
Fiyatına gelince, kilosu ortalama 500 kâğıt civarında…
Moiz’in hasta yatağında, reçetenin tutarını öğrenince dediği gibi…
“Ört de öleyim” deyip yorganı kafasına çekmiş ya hani! İşte öyle bir şey yani…
Sonra baktım Yumurta…
Tertemiz abi, alacaksın bir paket, koyacaksın eve, her gün sabah bir adetten fazla olmamak kaydı ile fazlası israf olur, kafadan mı istersin, rafadan mı istersin, o orta pişmişe ne diyorlardı, kayısı kıvamında,
ondan mı istersin, üzerine biraz tuz, biraz kırmızı pul biber, biraz da karabiber…
Kolisi 105 lira üç harfli marketlerden birinde. Tanesi eder 3 buçuk lira. Koy üstüne pul biber, tuz ve karabiber ekleme maliyetini, etsin sana hadi 3 lira 75 kuruş. Çarp 30 ile adam başı 112 lira 50 kuruş. Onu da çarp 4 kişilik aile için, etti mi sana aylık gideri 4 yüz 50 lira…
Ekmek…
Günde adam başı yarım ekmek saysak, iki ekmek, 20 lira. Ayda 6 yüz lira eder. Koy üstüne yumurtanın aylık maliyetini, al sana bin 60 lira…
Vücudun Protein ihtiyacını karşılamak için aylık masraf, 4 kişilik aile için bu kadar.
Karın doyurmak için değil, diğer zorunlu masrafları da ekleyince üzerine, eh işte ayın belki de 10 gününü doyamasak da “Doyuyormuş gibi “ yaparak geçirebiliriz.
Ancak bir tehlike var her gün yumurta yemenin, her ne kadar “Yemek gerek” diyorlarsa da…
Bir gün sabah uyanırken gıdaklayarak uyanmaya başlamış olmayasınız?
He… He… Gülün siz.
Akıllanmazsanız, gıdaklayacak günleriniz de yakın, şunun şurasında ne kaldı?
Ekonomi yönetmenlerinin “Çekiyoruz, motooor” diye filim çektikleri ortamda, ancak seyredersiniz de yumurta yiyerek bir gün gıdaklama aşamasına geçersiniz.
Aklınızın bir köşesinde olsun.
Yumurtanın 30’lu kolisi 105 lira, aklınızda bulunsun…
Yanlış hatırlamıyorsam, 2002 yılında yumurtanın tanesi yanlış olmasın ama kuruşlar seviyesindeydi…
Seksenli yıllara gitmiyorum daha…
XXX
Değerli okurlar…
Şu çok önemli ki, yumurta üretimi, başka üretimlere benzemez.
Fiyatı, her hafta bir borsada belirlenir ve o fiyattan alıcı bulur, satılır.
Fiyat bazen maliyetin altında olur, zarar eder ama satılır yine de, bazen maliyetinin üzerinde olur, kâr eder, ancak sonuca baktığınızda bir öncekinin zararını ancak kapatır.
Yılsonunda, bugün için eğer başa baş veya biraz üzerinde kazanç elde edilebilirse, öpülür ve başa konulur. Ne var ki yaşadığımız bu süreçte, iflas eden yumurta üreticileri de var, diğer tüm sektörlerde olduğu gibi.
Toparlaya bilirsem, iflaslar konusuna da yarın değinmek istiyorum