Aslında atasözü şöyledir…
“Leyleğin ömrü laklak ile geçer…”
Atasözünde anlatılmak istenen; aylaklık eden, hiçbir işi olmayan, sahip olduğu zamanın tamamını boş ve gereksiz laflarla doldurarak geçiren, sürekli konuşmaktan başka hiçbir iş yapmayan insanlar için kullanılır.
Yani, gereksiz insanlardır.
Boş insanlardır.
Faydasız insanlardır.
Dünyaya neden geldikleri bile sırdır bunların.
XXX
Oysa “Leyleğin laklakı” ile bu türden insanların davranışlarını birbirine bu kadar yanlış benzetmek, karşılaştırmak o kadar büyük hatadır ki…
Geçen bir yazımda da belirttiğim gibi, dünyadaki olaylara nereden ve nasıl baktığınız ve baktığınızda ne gördüğünüz çok önemlidir.
Ben bir dönem, Türkiye’nin “Kuş cenneti” olarak bilinen ve göçmen kuşların geçiş rotası üzerinde bulunan Kayseri Sultan Sazlığında, kalıcı ve göçücü kuşların davranışlarını izlemeye çalıştım…
Ayrıca, insan dostu olan “Muhabbet Kuşu” beslemiştim.
Son ikisinin adı Şakir ve Rıfkı idi. Aslında Rıfkı da, torunum Rıfkı diyemediği ve Vıfkı dediği için bizde Vıfkı derdik.
Leylekleri de çok izledim…
Uzun yolda, telefon direklerinin üzerine yaptıkları yuvada, bir erkek ve bir dişi leyleğin, yavrularına nasıl sahip çıktıklarını ve davrandıklarını, arabamı durdurup izlemişliğim çoktur.
Siz hiç bunu yaptınız mı?
Sanmıyorum, hatta “Kafayı yemişsin sen” diyenler de olacaktır.
Ola ki haklısınız ancak…
Leyleğin ömrü, laklak ile geçmez…
Leyleğin ömrü ile insanlara yanlışlıkla atfedilen “laklak etmek”, birbirinden hiç ilgisi olmayan davranış biçimidir.
Leyleğin gagası uzundur ve kemik gibi sağlamdır. O, gagasını açıp kapatarak karşısındaki veya gurubundaki leylekler ile iletişim kurmaya çalışırken, alt ve üst gaganın birbirine çarpması ile çıkan sestir ve belki garibinize gider ama tek düze bir ses de değildir.
Sesin ulaşacağı mesafe, laklak sesinin şiddeti ile orantılıdır.
Sonuç olarak Leylekten çıkan laklak sesler, boş gürültü değildir. Dediğim gibi, ailesi, gurubu ve çevresi ile diyalog kurmaktır o ses…
XXX
Aslında bu atasözünü şöyle değiştirsek mi ki?
“Siyasiler gibi laf ebeliği yapma…”
Çünkü “Laf ebeliği”, leyleğin laklak eden davranışına benzemez.
Aslında bu söz, ömrünü boş lafları bir biri ardına sıralayanlar için kullanılır.
Tam da siyasiler gibi…
Olayları lastik gibi sündürmek, zamana yaymak, söylenmesi gerekenleri söylememek, acil yapılması gereken işleri, toplantı üzerine toplantı yaparak “Yetkili kurullar(!)” ile görüşmeye götürmek gibi…
Yapılacak iş belli ve millet biran önce yapılmasını bekliyor…
Hem iktidar hem de muhalefet olarak hepsine sormak istiyorum…
Derdiniz nedir yahu?…
Bilmiyorsanız, beceremiyorsanız çekin gidin de millet de rahat etsin bari.
Ya da doğru dürüst, net, milletin anladığı dilden gelişmeleri şeffaf bir şekilde ortaya koyun da bilelim ne oluyor…
17 HAZİRAN 2023