Doğru mu yanlış mı bilmem, yanlış ise de beni bu düşünceye yönlendirenler utansın.
Yoksul, açlıktan nefesi kokan ve çaresiz gehenlerin cehennemi, bu dünya…
Elitlerin cehennemi ise, öteki dünya…
Bu dünyada cehennemi yaşayanlar, öte dünyaya geçiş yaptıklarında cennet garanti mi?
Asla…
Yüce Rabbime, bu dünyada cehennemi yaşayanlar, öteki dünyada da cehennemin kapısında sıraladığında, soracaklar belki.
“Ya Rabbimiz, biz cehennemi gerçek olmayan fani dünyada yaşadık, tekrar bizi neden cehennemin kapısında sıraya dizdin” dediklerinde, Yüce Rabbim onlara şöyle seslenecek muhtemelen…
“Siz, yaşadığınız o dünyada cehennemi yaşarken aklınızı kullandınız mı? Cehennemi, kendiniz için cennete çevirmek için çaba gösterdiniz mi? Sizin haklarınızı yiyenlerin, lüks içinde yaşayanların, yetim hakkına el uzatanların karşısına dikildiniz mi? Hayır, yok böyle bir davranışınız, ben görmedim. Oysa ben sizlere Kuran’da bunlarla ilgili uyarılarda bulunmuştum, neden dinlemediniz de benim adımı kullanan, Kuran’ı ticari matah haline getiren yobazlara inanıp da günlerinzi geçirdiniz? Ve neden bugün o dünyada kendi kusurunuzdan dolayı yaşadığınız cehennem hayatından sonra benden cennet talebinde bulurursunuz? Nasıl olacak bu iş? Dıkılın içeri…”
Demeyecek mi?
Bu dünyada cenneti yaşayan elitlere gelince…
Gerçek dünyaya vardıklarında, onları da orada cehennem bekliyor olacak.
Yüce Rabbim, onlara da soracak elbette…
“Kul hakkı yedin değil mi?” Diyecek, çünkü orada vereceğin cevaplarda yanlışlık olamayacak…
Devam edecek; “Yetin hakkı yedin değil mi? İnsanları benim adımla, Kuran ile aldattın, dini ticarete, siyasete alet ettin değil mi? Dünyada kime ne iyilik ettin, say bakalım?” dediğinde sayabilecek misin?
Orada yalana da yer yok, sahtekarlığa da yer yok. Çünkü Rabbim, herşeyi gören ve bilendir. Hiç kimse, bu dünyada ettiklerinin hesabını vermeden geçemeyecek.
Rabbim; partkta bahçede ya da yolda belde soranlara cevap verirken öldük bittik açıktan kırılıyoruz diyenlere, “Öldüm bittim derken görevleri neden ehline teslim etmedin. Şimdi gerek dünyada da dıkıl bakayım cehenneme” demiyeceğinden emin misin?
XXX
Buraya kadar işin bu yüzü böyle.
Bir de ülkenin gelecekteki rejim sorununa dikkat çekmek istiyorum.
Geçen de yazdığım gibi, bir lise öğrencisi, gayrı ahlaki bir davranış sergilemiş Atatürk’e karşı.
Önemli olan, o öğrencinin sergilediği davranış biçimi değil, ona o davranışı sergilemeye yönelten eğitim sistemi. Esas sorgulanması ve tutuklanması gereken, sistemin ta kendisi.
Şu anda ülkede gidişatının çok da doğru yolda olduğunu düşünemiyorum.
Gerçi sistemi değiştirmeye güç yetirebilirler mi, orası başka. En azından demeye her fırsatta devam ediyorlar ve milletimin büyük bir çoğunluğu da o yola doğru eğilimli görünüyor.
Yine öteki dünyada elit kesime, yobaz takımına sormayacak mı sanıyorsunuz Rabbim?
“Ben, cennet anaların ayakları altındadır derken, sen kadını neden yok saydın, eziyet ettin, hayatını gasbettin bre zındık, dıkıl cehenneme” demiyecek mi?
Elbette diyecek, çünkü O, herkesin her şeyi ni gören ve işitendir.
XXX
Bir nokta daha…
Tüm din adamlarını aynı kefeye koymuyorum. Doğru yapanları tenzin ediyorum elbette ve saygı da duyuyorum. Ancak doğru yolda olmayanlara da soruyorum; Yücwe rabbim’in sizleri de affedecek mi?
Hayır, sizleri de cehennme kapısında zebaniler bekliyor olacak…
Hani, illerin meydanına dolmuşları sıralasanız da, “Haydiii… Cehenneme bir ikiii” diye bağırsanız, üç dakikada bir dolmuş kalkar duruma geldik…
Neden?
Cehalet diz boyu da ondan…