“Bu dağlar kömürdendir” diye bir türkümüz var, çok severim ben.
Telefonda numarasını görünce bu kez bu türkünün nakarat bölümü aklıma geldi…
“Hadi leylim leylalım / Ben yoluna kurbanım / Ya al canım kurtulam / Ya ver derdin dermanı”
Yakışmadı mı?
Hele şurası…
“Ya al canım kurtulam / Ya ver derdin dermanı.”
XXX
Yine açtı telefonu, başladı sorgulamaya…
“Abi yav… Sen son günlerde tünellerden söz ediyor ve girmem diyon ya…”
Eeee…
“Yav abi, senin Türkiye Cumhuriyeti Devleti Karayolları’nda, tren yollarında içine girip de çıkamadığın hangi tünel var ha… Bi söylesen, deyiversene…”
Doğru söze hacı emminiz ne desin, diyemedim bi şey…
Devam etti…
“Abi… Geçtik Türkiye’yi, gittiğin yabancı memleketlerde de girdiğin tünelleri anlatsana bize…”
Dayanamadım gari…
Yetti oğlum yetti. Benim senden çektiğin ne lan. Bırak yakamı, başkasıyla uğraş gari…
“Yooo… Bırakmaya bırakmam, seni çok seviyom da, şu girmek istemediğin tüneli bi açıklasan ne var…”
Diyemem ki, anlatabilemem ki, büyüsü bozulur, korkaklığım ortaya çıkar. Oysa ben, yazılarımla “Korkusuz” olarak bilinen biriyim değil mi ama?
Peki, korkum neden ve kime, niye?
Bu yaştan sonra “Sadece benim varlığıma ihtiyacı olan” bir ailem var ve onlara karşı da varlığımdan ötürü sorumluluğum var.
Bana “Yapma” diyorlar, “Girme o tünele” diyorlar, “Bugüne kadar girdiğin, gördüğün tünellerin sayısı belli, artık bizim için yaşa” diyorlar…
XXX
Gündemi en yoğun olarak kapsayan konu, elbette İsrail Devleti’nin emperyalist ülkelerin ve silah tüccarlarının da desteği ile ortadoğu coğrafyasındaki insanlık dışı davranışları ve savaş kurallarına uymayan sivil katliamları.
Üzüldüğüm ise tüm insanlığın bu katliama seyirci kalması…
Diğer seyirci kalınan anlamı ise İslam coğrafyasındaki “Din savaşı” diyebileceğimiz terörist davranışların sürdürülmesi ve bunları da yine emperyalist ülkeler ile silah tüccarlarının desteklemesidir.
Türkiye’nin ise bu konularda nerede durduğu, inanın belli değil…
XXX
Son bir güncel konu daha…
Biri, Yılmaz Güney hakkında bir laf etti.
Kimi karşı çıktı, kimi lafa destek verdi…
Lafa karşı çıkanlar, Yılmaz Güney’in sanat yönüne vurgu yaparak karşı çıktı ve lafa destek verenlere “Haddiniz değil”e varan sözler söylediler.
Birincisi; sanatçı olduğu şu veya bu şekilde kabul edilen kişinin sanat yönünü, herkes beğenmek zorunda değildir.
Ben, kişisel olarak Yılmaz Güney’in bir-iki ideolojik filmini izledikten sonra kendisinin sanatını izlemeyi bıraktım ve sevmem de kendisini.
Bu benim düşüncem ve benim bu düşünceme de laf etmek kimsenin haddi değildir.
İkincisi…
Yılmaz Güney, kadına şiddet gösterdi mi?
Gösterdi…
Her ne nedenle olursa olsun, insan öldürdü mü?
Öldürdü…
Hapisten kaçıp Fransa’ya sığındı mı?
Sığındı ve vatandaşlıktan da çıkartıldı.
İşte toplumun büyük bir kesiminin onaylamadığı yönü bu…
Yılmaz Güney, kadına şiddet gösteren ve aynı zamanda hüküm giymişdir. Hapisten yurtdışına kaçtığıdır, o kadar.
Sanatından bana ne…
XXX
Bir türküye girdik, nerelere çıktık çocuk…
Açma bana telefon melefon oğlum lan, dağıtıyorsun beni.
“Ya al canım kurtulam / Ya ver derdin dermanı.” diyor ya türkü…
Canım yerinde dursun da bana derman versinler…