Şunu, aklınıza, hayatınızın tam ortasına kazıyarak çekinmeden, korkmadan yerleştireceksiniz…
Sorun varsa, çözümü de vardır.
Bir şartla…
Çözüm, sorunu doğru okumaktan ve kararlı uygulamalardan geçer.
Diğer bir anlatımla, deneme yanılma yöntemi ile sorunları çözmek olası değildir.
Bilgi ister, ilim ister, akıl ister, çaba ister, oturup birilerinden çözümü beklemek ise safdillik, aptallık olur.
XXX
Sorsak; “Ne sorununuz var?” diye, alacağımız cevap çoğunlukla “Ne sorunumuz yok ki” olacaktır.
Yirmi iki yıldan bu yana “Neredeeen nereye” geldiğimize baktığımızda göreceğiz ki, etrafımız “Sorunlar yumağı” olmuş, doğru okunamadığı ve kararlı davranılamadığı, yanlış ve aynı zamanda deneme yanılma yöntemleri ile de daha da sorun olduğunu ortaya koymuştur.
Sorunu teşhis edersek…
Kibir ve ben bilirim görüşü eşliğinde, her şeye “Benim” diye bakarak, bilim, ilim dışı toplumu, dolayısıyla da devleti yönetmeye kalkmaktır.
Sorunun tam olarak bu olduğundan emin miyiz?
Evet eminiz, geldiğimiz başta ekonomik sorunlar olmak üzere devlet katındaki uygulamalar, sonunun tam da bu olduğunu göstermektedir.
Yönetenlerin “Benim diye görecekleri devlet görevlileri olmaz, olamaz. Onlar devlet adına topluma hizmet edenler olmak zorundadır.
Sorun bu ise, çözümü de vardır.
Çözüm, aklını kullanarak karar verebilen toplumun ta kendisidir.
Ve aşamalı uygulamalar ile sorun, kökünden çözülecektir.
Birinci aşama, sandığın ortaya gelmesidir.
İkinci aşama, aklı kullanarak yönetimi tespit etmektir.
Üçüncü aşama, iktidara gelen partinin, sorunları çözmek üzere önümüze koyduğu ve seçmenin de “Doğru yöntem” olarak gördüğü uygulamaları takip etmek, yoldan çıkmadan, sapmadan, sapıtmadan bu yöntemlerle sorunların çözmesine yardımcı olmaktır.
Çünkü Atatürk öyle diyor…
“Hâkimiyet, Kayıtsız şartsız milletindir…”
Eğer gerçekten hâkimiyet halen bizim elimizde, bizim gücümüz altında ise, demokratik yollardan sapmadan…
Aklın, ilimin, bilimin ışığı altında sabırla sorunların kaynağını doğru tespit ederek, çözümlerinin de toplum olarak bizde olduğunu bilememiz gerektiğidir.
Eğer sorunların kaynağını bulamaz, çözüm yolunu da ortaya hâkimiyetin sahibi olarak ortaya koyamaz isek…
İşte o zaman da sorunun kaynağı bellidir ve sorun, duyarsız olan, aklını kullanmayan hâkimiyetin sahibinin bizzat kendisidir.
Hal böyle olunca da, hiçbir konuda şikâyetçi olmaya hakkımız yoktur.
Unutmayın ki, çözümü olmayan hiçbir sorun kesinlikle yoktur.