Kimin söylediğine bakmayacağım…
Sordular, o da cevap verdi…
“YSK, seçimleri BAAL GİBİ erteleyebilir…” dedi…
Seçimlerin yapılması ile ilgili Anayasa 78 ve YSK’nın görevleri ile ilgili 79. Maddeye dikkatinizi çekmek isterim…
XXX
Madde 78– Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.
Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir.
Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.
(Ek fıkra: 27/12/2002-4777/2 md.) Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak, bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır. Bu fıkra gereği yapılacak seçimlerde Anayasanın 127 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.
XXX
Anayasanın bu maddesi, genel ve ara seçimlerinin hangi şartlarla yapılacağını yoruma yer vermeyecek kadar açıklıkta belli etmiştir.
Gelelim anayasanın 79. Maddesine…
XXX
Madde 79– Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
Yüksek Seçim Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler, salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. Yüksek Seçim Kuruluna Yargıtay ve Danıştaydan seçilmiş üyeler arasından ad çekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve Başkanvekili ad çekmeye girmezler. Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi işlemlerinin genel yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere göre olur.
XXX
Bu madde ise Yüksek Seçim Kurulu’nun görevlerini açıkça anlatmakta, yani hüküm koyduğuna göre, seçimlerin ertelenmesi yönünde bir görevi yoktur.
Yani hükümlerin içinde de tabi afetler halinde seçimi erteler gibi bir hüküm yoktur…
XXX
Kısmet oldu, 2011 genel seçimlerinde DP’yi temsilen YSK’da üyelik yapma şansını yaşadım.
Sayın Ali EM başkanlığındaki YSK’da kararların neye göre alındığına, nasıl alındığına şahit oldum ve içinde de bulundum.
O dönemdeki YSK’nın tüm üyelerinin, her hangi bir konuda karar verirken, gözettikleri tek şey vardı…
Kanun ve hukukun üstünlüğü…
Ben, 2011 seçimlerinde görev yapan başkan ve üyelerine buradan minnettarlığımı bildiriyorum. Eğer kanun ve hukukun üstünlüğü ilkesi ön planda olmasaydı, bugün benim vicdanım rahat olmazdı. Ayrıca onlardan hem hukuk adına hem “İnsan olma” adına çok şeyleri de öğrendim.
Bir tek yanlış, kanuna ve hukuka aykırı karar alınmamıştır…
XXX
Nasıl ki atasözünde olduğu gibi “Güneşi balçıkla sıvayamazsınız” ise…
Anayasa hükümlerini de BAL ile sıvamaya kalkışmanız, doğrudan abes ile iştigal hükmündedir.
Haa…
Yapılabilir mi?
Bence yapılamaz da, de ki yapıldı…
BAL yediniz de elinize BAL bulaştığında sizi rahatsız eder mi?
İşte Türkiye ve dolayısıyla millete BAL bulaşmış gibi olur…
Yapış yapış…
O yapışkanlık, ülkede çok büyük sıkıntılar çıkarır…
Ayrıca, anayasanın 78. Maddesi dışına çıkılarak seçim ertelemeye çalışmak ve bu yönde yorumlar üretmek, hem hukukun dışına çıkmak hem da anayasal suça teşvik anlamı taşıur…