Gitmesi yaklaşan iktidar, her gün gündemi güncelleştirirmiş…
Bir bakıma bu durum, böylesi iktidarların en tabii hakkıdır diye düşünüyorum. Başarısız olduklarında, başvurulacak yöntemlerden birisidir.
Önemli olan, iktidarın davranışının ne olacağı değil, önemli olan, gündem güncelleştirilmesinde muhalefet partilerinin karşı tavrı ne olacağıdır.
Açıkça ve samimiyetle ifade etmek gerekirse, Cumhur İttifakı’na dahil olan partilerin dışında kalan muhalefet partilerinin ve özellikle de CHP’nin gündemi güncelleme gayretlerine karşı yaptığı, daha doğrusu yapamadığı muhalefettir.
Muhalefet partilerinin görevi, slogan üretmek değildir.
Ya da sloganların ardına sığınmak değildir.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel; “Bizimle kavga etmek isteyenler ile kavga etmeyeceğiz” gibi bir cümle kuruyor…
Doğru mu yapıyor sizce?
Bence bir bakıma doğru ancak eğer kendilerine karşı yapılan bel altı vuruşlara yeterince ağırlıkta cevap verilmez ise gün gelir, altında kalırlar.
Neden derseniz, düşüncem şu; bizim toplumumuz, düştüğümüz ekonomik sıkıntının altında ezilirken, kim kavgada üste çıkarsa, ondan yana tavır koyacak yapıda bir toplumdur.
İki kişi kavga ederken, karşılarında geçip seyretmeyi ve tırnak sürtmeyi çok severiz.
CHP Genel Başkanının da eleştirilere cevabı aynı ölçekte olurken, o cevapları verdikten sonra elbette güncel konuların üzerine yoğunlaşması daha doğru olur.
Örneğin, Sisi geldi, Sisi gitti de muhalefet bu geliş ve gidişlerdeki görüntülerin üzerine sizce yeterince gitti mi?
Bence gitmedi…
Aslında konunun üzerine üzerine gidilecek o kadar çok şey vardı ki, sadece işin “İsraf” boyutunda kaldılar.
Elbette “İsraf” boyutu gözlerimizden kaçmadı, toplumun gözünün içine sokarak kilometrelerce lüks araç konvoyu ile karşılamak ve uğurlamak neyin nesi?
Tek derdimiz, ekonomik sorunlar değil elbette…
İç ve dış politikadaki yanlışlıklar da ülkenin dengesini sizce bozmuyor mu?
XXX
Gündemi güncellemek, iktidarın işi olmamalı.
Daha doğrusu gündemi güncellemeyi iktidara bırakılmamalı, gündemi hep muhalefet, özellikle de ana muhalefet partisi güncellemeli, iç ve dış politikadaki yörüngeyi de muhalefet oluşturmalıdır.
Diyebilirsiniz ki o zaman ülkeyi de muhalefet yönetsin bari…
Doğru dersiniz de, iktidar artık ülkeyi bir şekilde yönetemez hale gelmiş ise zımnen (Üstü kapalı olarak) “Yönetme” görevini yerine getirebilecek güç ve yapıda olabilmelidir.
Ya da yapılan yanlışlara karşı, “Doğrular bunlardır” diyerek bilgi ve yeteneğini, toplum karşısında ortaya koyabilmelidir ki, toplum o ana muhalefet partisinin yönetme ehliyetinin var olduğuna ve kapasitesi, bilgisi ve yeteneğinin var olduğuna inanıp, sandıkta muhalefete yönelebilsin.
Doğrudur, görünürde CHP, hem ana muhalefet partisi hem de Türkiye’nin birinci partisi olarak iktidara yürüyor olarak görünebilir.
Ama klasik bir söz vardır ya hani, siyasette 24 saatte kim öle kim kala, rüzgârın yönü nereden nereye esse, belli olmaz ki.
Hele bu toplum Türk toplumu ise…
O nedenle Sayın Özgür Özel, gök kubbeyi yıkmalı…
O nedenle Sayın Özgür Özel diyoruz ki; gelin gündemi güncelleme insiyatifini elinize alın…
Öncecilik yeteneğinizi gösterin…